Kayıtlar

Ekim, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Cumhuriyet deyince

Resim
Cumhuriyet deyince aklıma ne geliyor biliyor musun günlük.. ilk mektepte, Topkapılı Mehmet Bey ilkokulunda yaptığımız kutlamalar mı.. yoksa babamın biz okuldaki törenden döndüğümüzde sobayı kurmuş olması mı.. (öyle ya bizde sobanın faaliyete geçişi 29 ekimle başlardı😃) ..  bunlardan ilkinin yoğun bir etkisi olduğu muhakkak, cumhuriyet hissiyatımın gelişmesinde.. öyle ya Günsel Çin Öğretmenimiz milli günlere/bayramlara çok önem verir ve bizi bunlara yönelik özel hazırlardı..  ancak biraz daha fazla sanki aklıma gelenler, cumhuriyet kavramıyla ilgili.. b en cumhuriyetin bir iç disiplin işi olduğuna inanıyorum.. ve dolayısıyla öyle kolay bir idare şekli filan değil diye düşünüyorum.. özen göstermek, geliştirmek ve adeta bir bina gibi inşa etmek gerekiyor.. içsel çünkü .. ve içsel şeyler zordur.. bir söz vardır hani “yumurta içerden kırılırsa hayat, dışardan kırılırsa ölüm olur” .. çok doğru ve hayat ölümden çok daha fazla çaba gerektirir.. bu yumurtada böyledir, ki ta...

Orhan Oğuz Hocanın düşündürdükleri

Resim
selam günlük.. geçen gün kurucu rektör Orhan Oğuz Hocanın cenaze merasimi vardı, okulda.. oldukça duygusal ve hocaya yakışan bir tören olduğunu söyleyeyim evvela.. belki de en sevdiği yerlerden birine son kez geldi ve oradan uğurlandı.. bir kural (hadis) var hani “nasıl yaşarsan öyle ölürsün” hayatı eğitimle geçmiş birinin dünyadaki son yolculuğu da üniversiteden olur.. Allah rahmet eylesin..                   törende söz alan hocanın kızının anlattıkları beni oldukça etkiledi.. özellikle insan ve personel sevgisi.. tam örnek olacak mahiyette.. makam aracından okulun bahçe kapısından inmesi.. rektörlük binasına kadar rastladığı işçi ve memurlar (o zamanlar pek olmadığından sözleşmeli demiyorum) ile sohbet etmesi, hal hatır sorması, çok ilgimi çekti.. efsaneleşmek kolay olmuyor diye düşündüm , hatırlanmak ve bilinmek.. daha önemlisi hayırla yad edilmek.. öyle ya insan ne iş yaparsa yapsın en iyisini yapmaya çalışmalı.. silik, belli ...

ne güzeldi gülüşün o akşam vapurda

Resim
hani bazen düşünür dururum seni.. uzaklardan çok uzaklardan.. öylesine.. karanlık geceyi aydınlatan yıldızlar altında.. aynı gecede.. aynı yıldızlar altında.. kaybedilen zamanlarda.. paralel hayatlarda.. sen Üsküdar tarafını daha çok seviyordun bense Eminönü tarafını.. onun için aynı vapurun farklı yanlarında.. taa ki o güne kadar.. "senin tarafında" yer bulamadığın o güne kadar.. o kadar gün, ay ve belki de yıl sonra gelen o ana kadar .. gelişin gözümü kamaştırmadı aslında direkt kalbime işledi.. öylesine baktın benden yana.. tüm saraybununa doğru. . “sancaktan” geldiğinden “iskeleye” acemilik duyar gibi.. çeneni hafifçe kaldırıp bir an için attığın bakıştan bahsediyorum.. ben çımacının özensizce yığdığı palamarın üstüne basıyordum.. pek rahat değil gibi gözükse de çok memnundum halimden.. telefonun kulaklığını çıkardın bir ara.. sanki bir şey duymak ister gibi.. bir düş gibi.. ben de kayıtsız kalmayıp senden yana dönmüştüm büsbütün.. yine eylüldü.. hiçbir neden yoktu .. a...

gelecek eğitimde eğitim gelecekte

Resim
gündüz Ziya -çoğu zaman olduğu gibi- güzel bir şey söyledi günlük.. çocuklara ilk mektepten itibaren yeme içme bilincinin bir ders olarak verilmesi gerektiğini belirtti.. ve o an kafamda bir şimşek çaktı.. aklıma müfredat geldi.. dağlar gibi büyük.. kilolarca ağırlıkta sırt çantalarıyla taşınan müfredat.. yani bana kalırsa günlüğüm, müfredat çok daha etkin hazırlanabilir.. misal Ziya'nın dediği gibi öğrencilere yeme bilinci aşılayarak ilerde ortaya çıkabilecek pek çok hastalık engellenebilir. . yahut misal entelektüellik eğitimi verilerek yazı yazma becerileri geliştirilebilir.. aynı şekilde finansal okur yazarlık dersiyle ekonomik hadiseleri algılayabilme kapasiteleri geliştirilebilir..  bu noktalarda sistemin gençliğin ve zamanın çok gerisinde kaldığını düşünüyorum.. belki de müfredatı öğrenciler oluşturmalı .. ve en önemlisi ağırlıklı olarak dersler seçimlik olmalı.. üst okullara çıktıkça seçimlik ders sayısı artmalı.. lüzumsuz teorik hamallık içeren dersler/konular (yok efendi...

"sağır bir şekilde" anlatmak lazım

Resim
130 yeni iç denetçi için ilan çıktı günlük.. meslek adına çok güzel.. s evindirik olunacak bişi.. ve fakat.. evet günl ük gene söyleyecek sözüm var.. her zamanki gibi.. ağzının tadını biraz bozacağım.. napayım.. mesleki dezenformasyon de geçsin.. evet yine söyleyeceğim iç denetçi almak ya da iç denetçiye eğitim vermek güzel ama yetmez.. asıl önemli olan idarelere iç denetçinin kim olduğunu ve ne iş yaptığını izah etmek.. peki bunca yıl sonra olur mu?.. hala mı tanıtmalıyız?.. evet hala tanıtmalıyız.. üstelik bu bizim ülkeye has bi şey değil .. iia bilem hala farkındalık şu bu üzerinde duruyor.. temel uğraşı bu sanırım.. ancak bunun için de sağlam bir sinir gerekiyor.. suhuletle ve uhuletle bitmeden durmadan anlatmak.. bu herkesin yapabileceği bir şey değil tabii.. bana kalırsa günlükçüğüm, denetim elemanlığı NŞA'da en fazla 8-10 sene yapılır ve sonra biter.. sonrası tekrar olur.. aslında çoğu meslekte böyledir.. inovatif olmak için sizi zorlamayan meslekler tıpkı kapalı sistemle...

bir zarftır eylül

Resim
“Eylül toparlandı gitti işte Ekim filan da gider bu gidişle Tarihe gömülen koca koca atlar Tarihe gömülür o kadar.” demiş şair günlük.. eylül bitti ekim geldi işte.. en güzel ay bitti.. sıcak ama yapış yapış değil.. serin ama içine işleyen zemheri yok.. eylül hangi renge benzer desen sarı derim.. en fazla turuncu.. yok yok turuncu çok yapay bir renk .. zoraki sanki.. sarı en doğrusu.. eylülde başlar hikayeler.. belki de eylülle başlar. . ağızda güzel bir tat bırakır.. yazın rehavetinden kışın kasvetine girerken insanı şarj eden ara bir duraktır.. sonlar ve başlangıçlar hep eylüldedir.. ve küçüklüğümden beri eylül hep okula dönüştür .. okul, hayatımı kapsayan olgudur ve bir kavramdan çok daha ötedir.. işte eylül de bu olgunun zamansal formudur .. bir zarftır eylül .. yeni seneye bu seneden yollanan.. kim bilir neler vardır içinde hep eylülde yuvalanan.. yuvalanan yerine nüvelenen kullansam daha yakışıklı durur sanki.. ortasına doğru telaşlar artar.. hava da bu telaşa ayak uydurur, soğ...