gelecek eğitimde eğitim gelecekte

gündüz Ziya -çoğu zaman olduğu gibi- güzel bir şey söyledi günlük.. çocuklara ilk mektepten itibaren yeme içme bilincinin bir ders olarak verilmesi gerektiğini belirtti.. ve o an kafamda bir şimşek çaktı.. aklıma müfredat geldi.. dağlar gibi büyük.. kilolarca ağırlıkta sırt çantalarıyla taşınan müfredat.. yani bana kalırsa günlüğüm, müfredat çok daha etkin hazırlanabilir.. misal Ziya'nın dediği gibi öğrencilere yeme bilinci aşılayarak ilerde ortaya çıkabilecek pek çok hastalık engellenebilir.. yahut misal entelektüellik eğitimi verilerek yazı yazma becerileri geliştirilebilir.. aynı şekilde finansal okur yazarlık dersiyle ekonomik hadiseleri algılayabilme kapasiteleri geliştirilebilir.. 

bu noktalarda sistemin gençliğin ve zamanın çok gerisinde kaldığını düşünüyorum.. belki de müfredatı öğrenciler oluşturmalı.. ve en önemlisi ağırlıklı olarak dersler seçimlik olmalı.. üst okullara çıktıkça seçimlik ders sayısı artmalı.. lüzumsuz teorik hamallık içeren dersler/konular (yok efendim tanjant 45 kaçtır?, logaritmik değerler, edebiyatta kalıplar, tarihte tarihler ve olay ezberleri, geometride yığınla formül, ingilizcede zamanlar.. vb.) yerine bireye muhakeme yetisi kazandıracak konulara/derslere yer verilmeli.. aksi takdirde bir dönem ingilizlerin hintlilere logaritma cetvellini ezberletmesi gibi boş yapmış olacağız.. 

bu durum üniversite için de böyle aslında.. müfredatın sil baştan gözden geçirilmesi gerekiyor ve bence üniversitede tüm dersler seçimlik olmalı.. belki de olay çok daha derinde.. mevcut haliyle üniversite kavramı arkaik kalacak belki kısa bir zaman sonra.. koca koca binalara, kampüslere gerek olmayacak.. en azından pek çok bilim dalı için.. ya da dediğim gibi daha derin bir dönüşüm geçirip üniversite olgusu çok farklı bir mahiyette karşımıza çıkacak.. alakasız gibi gördüğümüz disiplinlerden dersler alacak öğrenciler.. belki de sadece öğrenciler değil tüm toplum.. duvarları, turnikeleri olmayan bir üniversite yapısı karşımıza çıkacak, topluma açık.. “diploma kültünün” yıkıldığı bir anlayış hakim olacak belki.. belki stewjobs un yaptığı gibi sadece kaligrafi (ya da işine yarayacak herhangi bir) dersini alıp üniversiteden ayrılacak insanlar, bana bu kadar yeter diyerekten.. belge fetişizmi bitecek belki.. yüzlerce insanı aynı ortamda toplamak çok gerilerde kalacak.. yüzlerce insana verilen konfeksiyon eğitimin sonu gelecek.. çok iyi üniversitelerin öğrencileri “üniversite” olabilecek.. universal yani.. dünya bambaşka bir yere gidiyor ve bizim kaybedecek vaktimiz yok.. ne demiş Mevlana ;

Her gün bir yerden göçmek ne iyi.

Her gün bir yere konmak ne güzel.

Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.

Dünle beraber gitti, cancağızım,

Ne kadar söz varsa düne ait.

Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

mesleğin adı

666 gölgesinde iç denetçi

#iyikiKIDDERvar