Kayıtlar

Şubat, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Doğan Cüceloğlu Hocanın Öğrettikleri

Resim
aslında ilk önce Üstün Dökmeni tanımıştım günlük.. soğuk, karlı bir ankara kışında.. yanına falan gittim sanma, çoğu şeyi ve insanı olduğu gibi gene beyazcamda gördüm ilk.. efsanevi meslek muhasebe denetmen💗 yardımcısıydım ve fabrikada (emek, bosnahersek caddesindeki) yani muhasebat genel müdürlüğünün eğitim merkezindeydik, eğitilmek için.. buranın muhteşemliğinin binlerce yazıya konu olabileceğini belirterekten konuya döneyim..   hafta sonu  kahvaltı çıkmadığından oscar pastanesinden aldığım bir iki poğaça ve Bektaşın çay ocağından doldurduğum çayla kahvaltı ederdim.. bu etkinliği –erken saat olmasından mütevellit- bomboş olan dinlenme salonunda yaptığımdan tv de bana eşlik ederdi.. bu arada doğduğumdan beri bana hep eşlik etmiş tv –z kuşağından olmadığımdan olacak- bence hala en favori iletişim ve eğlence aygıtıdır.. işte o sıralarda Üstün hocanın küçük şeyler adlı programıyla tanıştım.. ve tanışış o tanışış daha da bırakmadım bu topluma yönelik psikoloji anlayışı nı.. topluma yön

valentine's day

Resim
Biz üniversite öğrencisiyken ne kadar da bilinmeyen bir gündü günlüğüm bu valientine's day şeysi ..   ya vardı ben farkında değildim yahut dediğim gibi pek de önemsenmiyor idiydi..   neyse ne..   gerçi ben böylesi kutlama günlerini, karnavalvari etkinlikleri pek sevmem hani ya.. çok sonraları yoklama memuru (vergi usul kanununu m.127) oluverince hepsini bi tamam bilmiş, öğrenmiştim görev icabı.. derler ya günlük sevmediğin ot burnunun dibinde bitermiş diye işte o misal yani..😅 sosyal medyada basbas 14 şubat vurgusu işlenince aklıma birden çook eski yıllar ve anılar geliverdi günlük.. kimse dinlemek istemediğinden sana anlatıvereyim dedim.. sen dinlemek zorundasın ne de olsa.. sahibin benim.. 😁 dediğim gibi 14  şubatı ilk idrak edişim çook geç yaşlarımda tam da 2001 yılında oldu .. sakın yanlış anlama haa.. olay tamamen profesyonelce ve VUK m.127 bağlamında cereyan etti.. tam da huzur bozan bir durum olaraktan peydah oldu üstelik.. 14 şubat Çarşamba öğle yemeğimi yerken bir arkad

neydi o günler.. o coronasız günler..

Resim
ya günlük işte böyle olursun.. gelen gün gideni aratır .. neydi o keyifler beaa.. hayatım tam bir karnaval gibiydi.. sabah işe gitmesi ayrı bir eğlenceydi en başta.. hele bazen metroyla aksaraya oradan da otobüsle eminönü ya da karaköye vapur iskelesine varış ne kadar da hoştu.. karaköydeki pastanenin elmalı kurabiyesinin🍪 tadı hala damağımda.. ve tabii vapurda kurabiyeye eşlik eden çayın.. ve dahi rüzgarın, güneşin, eşlik eden martıların şen kahkahalarının ve içime doğan yaşama sevincinin zevki ise dimağımda..🚢 sabah güzel olurdu İstanbul, erken saatlerde tenha, serin ve taze kokulu.. ve vapurun boş olurdu güvertesi.. nereye oturacağıma karar veremezdim.. süzülürdü nazlı nazlı vapur.. tarihi yarımada geride kalırdı.. başka vapurlar geçerdi yanımızdan başlarını kaldıra kaldıra.. sonra ufak ve handiyse suya gark olacak gibi çırpınan balıkçı motorlarının yanından geçerdik.. bazen büyük bir yük gemisi bozardı ahengi.. karanlık bir halet-i ruhiyesi olurdu bunların.. ve vapur ilerlerdi..