neydi o günler.. o coronasız günler..

ya günlük işte böyle olursun.. gelen gün gideni aratır.. neydi o keyifler beaa.. hayatım tam bir karnaval gibiydi.. sabah işe gitmesi ayrı bir eğlenceydi en başta.. hele bazen metroyla aksaraya oradan da otobüsle eminönü ya da karaköye vapur iskelesine varış ne kadar da hoştu.. karaköydeki pastanenin elmalı kurabiyesinin🍪 tadı hala damağımda.. ve tabii vapurda kurabiyeye eşlik eden çayın.. ve dahi rüzgarın, güneşin, eşlik eden martıların şen kahkahalarının ve içime doğan yaşama sevincinin zevki ise dimağımda..🚢 sabah güzel olurdu İstanbul, erken saatlerde tenha, serin ve taze kokulu.. ve vapurun boş olurdu güvertesi.. nereye oturacağıma karar veremezdim.. süzülürdü nazlı nazlı vapur.. tarihi yarımada geride kalırdı.. başka vapurlar geçerdi yanımızdan başlarını kaldıra kaldıra.. sonra ufak ve handiyse suya gark olacak gibi çırpınan balıkçı motorlarının yanından geçerdik.. bazen büyük bir yük gemisi bozardı ahengi.. karanlık bir halet-i ruhiyesi olurdu bunların.. ve vapur ilerlerdi.. yavaş yavaş bir festival 🎫 mekanından diğerine.. eminönü yahut karaköyden kadıköye.. haydarpaşada içim bir hoş olurdu.. ilk defa ders verdiğim anıt binanın önünden geçerken.. hukuk fakültesinin.. ve gar binası filmlerde istanbula ilk ayak basan her aktörün mekanı.. inanır mısın her seferinde sanki o sahneleri gene yaşıyor gibi olurdum.. insancıklar olurdu iskelede bekleşen..👨‍👩‍👦 uzaktan geldiklerini düşünürdüm muhtemelen filmleri mekanı aklımızda o şekilde bükmüş olmasından.. üzülürdüm biraz.. acaba derdim neler peşinde bu insanlar ve neler kovalıyorlar.. ya da onları kim kovalıyor.. sonra vapurun düdüğü ile irkilirdim.. arkaik bir sesti bu benim için.. aşırı nostaljik ve güzel günleri hatırlatan.. taa uzakta kalan mutlu günleri.. ve uyanırdım hayallerden düdüğün ikinci çalışıyla.. yavaştan güverteden içeri girer ve tost kokulu🍞 koridorda yürüdüm merdivenlere doğru.. sürme iskele verilince de nedense herkes gibi bir telaşla karaya ayak basardım.. kadıköyünün karasına.. karşıma çıkan tiyatro binası🎭 gülümserdi bu kez bana.. anılar depreşirdi gene.. seyrettiğim oyunların ruhumda neden olduğu hoşluğu hissederdim.. ve yeni yeni açıklamaya başlayan çarşıya doğru yürürdüm.. kitapçıların vitrenlerine göz ataraktan otobüs durağına varırdım.. sonra ver elini bahariye, fenerbahçemizin stadı, barış manço abimin durağı, belediye, ziverbey, kuyubaşı ve son durak fakülteler durağı.. düğmeye basar aşağı iner ve sevimli okulumun bahçesinden girerdim.. ah ahh basit gibi görünen bir çok şeyde ne kadar müthiş haller, ne derinlikler gizliymiş be günlük.. şimdi artık o günler çok uzakta ve çok uzakta o anlar…


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bulgular ormanında özü başına (beni denetim mezarlığına gömün bölümünden)

andrea corr

bakırköydeydik çok emindim