Kayıtlar

Hiper Denetçilerin Çağı: Algoritmik Adaletin Mimarları

Resim
Sevgili günlük, yapay zekânın denetim dünyasına entegrasyonu, mesleğimizi kökten dönüştürüyor diyebilirim. Artık "hiper denetçi" olarak, veri ve belge yığınları arasında kaybolmak yerine,  algoritmik adaletin kılavuzları (ne ifade bea) konumuna yükseliyoruz. Bu yeni çağda denetim çantamız dijitalleşmekle birlikte ağırlaşıyor; çünkü içine yalnızca geleneksel kontrol listeleri değil,  etik rehbereleri, kod dedektörleri ve "gün ışığında yönetim" (İl Han Özay Hoca rahmet istedi) rehberleri  yerleştiriyoruz. Denetimin Yeni Silahları Kod Dedektörü:  Bunlar kısaca yapay zekâ modellerinin karar ağaçlarını deşifre eden araçlar. "Bu algoritma neden reddedildi?" sorusuna cevap arayan adeta dijital bir adalet terazisi. Etik Rehberleri:  Veri setlerindeki önyargıları tespit eden yol göstericiler, bir diğer ifadeyle insan hakları odaklı denetim protokolleri. Gün Işığında Yönetim Rehberleri:  Kurumların karanlık köşelerine ışık tutan, yapay zekânın bile erişemediği ...

İrade, İnsanı İnşa Eder- Jules Payot’tan Bir Eğitim Dersi

Resim
İrade eğitimi ile ilgili sorunlarım olduğunu düşündüğümden Jules Payot’tan İrade Eğitimi adlı kitabını okudum.. 1893 Fransasını dikkate alarak, bir eğitimci tarafından yazılmış bu kitap aradan geçen onca zamana rağmen günümüze ışık tutuyor. Ayrıca bazı tespitleri ve dahi önerileri Payottan bağımsız olarak kitabı okumadan yapmış olduğumdan dolayı sevindirik olduğumu da söylemeliyim. Zaman zaman çoğumuz “iradem zayıf” deriz. İşleri yarım bırakır, hedeflerimizi erteler, içimizdeki atalete teslim oluruz. Fransız düşünür Jules Payot, klasikleşmiş eseri İrade Eğitimi ile bu zayıflığın nedenlerine iniyor ve çözüm yolları sunuyor. Kitap, her şeyden önce iradeyi bir karakter meselesi olarak ele alıyor. Bu arada kitabın pek çok yayınevi tarafından yayımlanmış baskısı olmakla birlikte ben Türkiye İş Bankası Yayınları tarafından 2023 yılında  (Ali Berktayın çevirisi ile) yayımlanan 6. baskısını okudum.  İrade Doğuştan Gelmez, Kazanılır Payot’ya göre irade, doğumla birlikte g...

"Yazmasanız Olur Mu?": İç Denetçinin Kağıtla İmtihanı

Resim
Geçenlerde bir toplantıda yönetici arkadaşın biri, masanın üzerine yığılmış "bizim bulgulara ilişkin" evrak yığınını gösterip "Hocam, bunların hepsine cevap yazmak zorunda mıyız?" diye sordu. O an içimden şu geçti:   "Yok canım, sadece en sevdiklerinizi yazın, diğerlerine üzülürüm ben!"   😅 Ama sonra düşündüm: Biz iç denetçiler olarak evrak, rapor ve belge konusunda biraz...  "tutucu"  sayılırız. "Yazmayalım" cümlesini duyunca göz bebeklerimiz büyür, "Kayıt dışı mı?" diye içimiz ürperir. Halbuki karşımızdakilerin bakışlarındaki o masum ifadeyi görüyoruz:  "Hocam, bu kadar da olmaz!" İç Denetçi ↔ Çalışan Diyaloğu (Klasik): Çalışan:  "Bu işlemi sözlü halledebilir miyiz?" İç Denetçi:   "Tabii, halledelim... (Not defterini çıkarır) Sözlü olarak ne konuştuğumuzu da yazalım mı?" Veya: Yönetici:  "Bu kadar detaylı tutmasak?" İç Denetçi (gülümseyerek):   "Peki, sadece 'bir şeyler oldu...

Sürdürülebilir Tüketim: En Yeni Model Çelişkiler

Resim
Henüz kapıdan içeri girmiştim ki gözlerim kamaştı. Katılımcılar adeta teknoloji fuarına gelir gibi gelmişti. iPhone 15 Pro Max, Samsung Fold serileri, ultra yüksek çözünürlüklü tabletler... Hatta biri üç telefonla gelmişti, biri kişisel, biri iş için, diğeri... sanırım sürdürülebilirlik için. . O an anladım: Gezegenin bizden istediği şey muhtemelen “daha yeni bir işlemci gücü” olmalıydı. Ben hâlâ 3 yıl önce aldığım, pili %78'e düşmüş telefonumla sessizce kenara çekildim. Teknolojik olarak geride kalmış ama vicdani olarak çok öndeydim belki de. Ya da sadece fakirdim, bilemedim.😛 Daha Yeni = Daha Çevreci (!) Yanıma oturan şık giyimli beyefendi, hemen yeni aldığı kulaklıkları tanıttı. "Geçen yılkinden çok daha çevreci," dedi. Sustum. Gülümsedim. Ama merak ettim: — Peki eski kulaklık ne oldu? — Onu attım. Bu daha sürdürülebilir. Beynimin içinde küçük bir ironi alarmı çalmaya başladı.  Nası yaaa? “Atmak” ve “sürdürülebilirlik” kelimeleri cümle içinde bu kadar uyumlu olmama...

Iduq Ötükendekiler Şaman mıydı? | Kitap Yorumu ve Temalar

Resim
Eski Türklerin dinî inançları, merakımı celbeden ve merak uyandıran bir konu olduğundan İbrahim Kafesoğlu’nun   "Eski Türk Dini"   adlı eserini okudum. hocadan daha evvel de rusya tarihini okumuş ve müsteftit olmuştum. Kitap konu hakkında önyargıları kıran ve bilimsel verilerle Türklerin İslam öncesi inanç sistemini anlatan temel kaynaklardan biri. Kitaptan dikkat çeken bazı başlıklara aşağıda değindim (cümle sonundaki sayılar, sayfa numarasıdır).. 1. "Kurt Totem mi, Sembol mü?" Kurt, Türk mitolojisinde kutsal bir yere sahip olsa da, Kafesoğlu’na göre  totemcilikle karıştırılmamalı . (13) Totemcilikte anaerkil aile yapısı ve hayvana tapınma varken, Türklerde babaerkil sistem hâkimdi. Kurt, bozkırda gücü temsil eden bir semboldü; ona  tapınılmıyordu . (13-15) Onuncu yüzyılda Oğuzları anlatan İbn Fadlan’ın notlarında da totemizm izi yok. (19) 2. Şamanizm Türklere Özgü mü? Şamanizm, tüm dünyada (Amazon’dan Sibirya’ya) görülen evrensel bir pratik. (34) Buna karşılık Tür...

Çakma Antika Gerçeği: Bir Denetçi Gözünden Feriköy Notları

Resim
Feriköy Antika Pazarı’na ilk kez gittim. Gördüğüm her eski eşya gerçekten ‘ antik’ miydi? Bu yazıda pazar deneyimimi, sahte ürünleri nasıl fark ettiğimi ve antikaya nasıl yaklaşmak gerektiğini anlatıyorum. Sevgili Günlük, bugün büyük umutlarla, içimde sanki eski istanbul’un gizli hazinelerini bulacakmışım gibi heyecanla feriköydeki antika pazarına gittim..  umduğum ve zehabına kapıldığım şey: bir köşede osmanlıdan kalma bir yazı takımı, bir diğerinde fransız porselenleri, orta zamanları anlatan parfüm kokulu bir nostalji...  gerçekte olan: zamanın unuttuğu televizyon kumandaları, sararmış cdler ve üzerinde “arif’in düğünü 1994” yazan vhs kasetleri.😆  ilk tezgâhta gözüm bir daktiloya takıldı.. objeyle ilgilenen kadına satıcı öyle bir anlatıyordu ki, sanki daktiloyu hemingway bizzat alıp memlekete getirmiş.. kadın tuşlara basınca... “tık” değil, “tak tuk güm” sesi geldi.. meğer harfler birbirine yapışıkmış, bir harfe bastım mıydı, hepsi toplu halde havalanırmış.. bir başk...

Kidder: Gelecek Umudu

Resim
Bir bahar sabahı gibi başladı her şey… Seçim salonunun serin duvarlarında yankılanan dost selamları, yılların emeğini taşıyan gözlerdeki yorgun ama umutlu ışıltı, kimilerimizin ilk, kimilerimizin belki son genel kurulu...Her birimiz farklı kurumlardan, farklı deneyimlerle geliyoruz. Ama burada, KİDDER çatısı altında, aynı dili konuşuyoruz:  "Dürüstlük, kalite ve sürekli gelişim." ve en önemlisi  hepimizin ortak duygusu: aidiyet . evet aidiyet.. çünkü  "Biz, denetim mesleğini seven, ona inanan ve geliştirmek için çabalayan bir aileyiz.." Rahmetli Münir Özkul'un dediği gibi "Biz bir aileyiz. Biz güzel bir aileyiz..." Ve şimdi, yeni bir sayfa daha açılıyor o çınarın yapraklarında. Her seçim bir veda, her yeni dönem bir merhaba aslında. Ama bu kez biraz daha farklı… Sanki daha olgun, daha kararlı, daha umut dolu bir merhaba bu. Bizim için KİDDER ;  Bir düşünceydi, bir sığınaktı, bir gelecekti. Ve şimdi o gelecek yeniden şekilleniyor. Kimi zaman sustuk, sad...