Kayıtlar

Temmuz, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

son 1845 yılın en....

Resim
annem haklı günlük.. eskiden böyle aman kar yağacak, iki saat sonra büyükçekmecede, yarım saate kalmaz mecidiyeköyde diye zırvalıklar yoktu .. sabah kalkardık ve her tarafın bembeyaz👀 olduğunu görürdük.. fazla bilmezdik, öngörümüz yoktu.. açıkçası merak da etmezdik nolacak diye..  şimdi bakıyorum küçücük çocuklar bile doğaya bir düşman gibi bakıyor, medya sayesinde.. yağmur demek taşan dereler demek çünkü.. altyapısız semtler demek.. bodrumda boğulan insanlar.. kar demek doğuma yetiştirilemeyen bir kadını akla getiriyor , kızaklar üstünde   çekilen .. biz sıcak odamızdayken bile böyle şeyler düşünüyoruz.. ya da bir kuyruklu yıldızın geçmesi, güneş, ay tutulması şu bu her şeyi "acaba?.." "ne ayak?.. başımıza bir şey gelmeyivere bari" şeklinde algılıyoruz.. yağmurun dinginliği yok zihinsel şemamızda.. ya da karın yağışı huzuru kodlamıyor kafamızda, çünkü o pencere çoktan kapanmış.. yolu düşünüyoruz biz hep işe gitmek eve gelmek için yolu.. oysa yola bağlanmak ve yo

14 yabancı: 8'i sahada 3'ü evde 1 yemekte gerisi bilmem nerede...

Resim
duydun mu günlük.. federasyonun yeni kararı mucibince, süper lig takımları artık 14 yabancı oyuncuyla sözleşme yapabilecek.. bunlardan 8 adeti sahada – sergenin ifadesiyle - 2 tribünde, 2 si evde 1’i yemekte olacak..😀 bu sayılar 2020-21 sezonunu kapsıyor günlük.. 2021-22 ve 2022-23 daha farklı olacak..  nereden buluyorlar bu akılları, nasıl karar alıyorlar cidden çok merak ediyorum.. ayrıntıları okuyunca yok efendim bunlardan biri genç olacak artı alt yapıdan bir yerliyi de koyacan şu bu uzayıp gidiyor.. palyatif tedbirlerle çözüm arayışından başka bir şey değil.. çoğu şeyimiz gibi fitbolda böle.. nedensellik algısı yok.. ve kök nedene ulaşma çabası görülmüyor.. günü kurtarma yönünde beyhude hareketler..  o değil de bu kararla birlikte ne garip ki birden aklıma eski zamanlar (fanatik olduğum= fener yenildiğinde kafamı duvara vurarak ağladığım vakitler) geldi.. şimdi diyecen ki sen de hep eskilerdesin.. ee ne demişler günlük “mutlu insanın tarihi yoktur” benim var o vakit.. cümleyi

kalite mi iç kontrol mü?

Resim
çabalar hep boşa diye düşünüyorum günlük.. iç kontrol mü kalite mi polemiği bugün istemsizce dilime bu cümleyi getirdi.. çoğu şey laf ebeliği, kuru gevezelik gibi geliyor bu tür tartışmalarda.. kalite anlayışı zaman zaman yükselen değer oluyor.. yıllar evvel aldığımız kalite ödülünü hatırlıyorum da.. İstanbul kongre salonunda o gün çocuklar gibi şendik.. hepimizin üzerine üniversitenin eşofmanı, kafamızda şapka ve elimizde flamalar zaferimizi kutluyorduk.. aynı ödül töreninde bir anaokuluna mükemmelliyette 5 yıldız verilirken bize 4 yıldız veriliyordu ama olsun.. orayı pek karıştırmazsak eğer, ağzımızın tadı yerindeydi.. ödülü almak için ne kadar da uğraşmıştık.. danışman şirket birim birim gezmiş ve bizlerle görüşmüştü.. doğrusu çok derinlemesine bir analizdi.. iç denetim birimine de gelmişler ve bana kaç iç denetçi var kaçı atanmış diye sormuşlar.. 8 kadrodan 7 si atandı deyince.. peki bu yeterli mi demişlerdi.. benim sanırım cevabını vermem üzerine peki o zaman deyip, notlarını alıp