ne güzeldi gülüşün o akşam vapurda

hani bazen düşünür dururum seni.. uzaklardan çok uzaklardan.. öylesine.. karanlık geceyi aydınlatan yıldızlar altında.. aynı gecede.. aynı yıldızlar altında.. kaybedilen zamanlarda.. paralel hayatlarda.. sen Üsküdar tarafını daha çok seviyordun bense Eminönü tarafını.. onun için aynı vapurun farklı yanlarında.. taa ki o güne kadar.. "senin tarafında" yer bulamadığın o güne kadar.. o kadar gün, ay ve belki de yıl sonra gelen o ana kadar.. gelişin gözümü kamaştırmadı aslında direkt kalbime işledi.. öylesine baktın benden yana.. tüm saraybununa doğru.. “sancaktan” geldiğinden “iskeleye” acemilik duyar gibi.. çeneni hafifçe kaldırıp bir an için attığın bakıştan bahsediyorum.. ben çımacının özensizce yığdığı palamarın üstüne basıyordum.. pek rahat değil gibi gözükse de çok memnundum halimden.. telefonun kulaklığını çıkardın bir ara.. sanki bir şey duymak ister gibi.. bir düş gibi.. ben de kayıtsız kalmayıp senden yana dönmüştüm büsbütün.. yine eylüldü.. hiçbir neden yoktu.. ama dönmüştüm.. adetim değildi aslında.. ancak sevki tabiiyle olmuştu bu.. pencereden bizi izleyen küçük çocuk fark etmişti durumu.. gülümsemişti..  ve Eminönü iskelesine yanaşırken hareketlenmiştik ikimizde.. kırlangıç güverte boşalırken sen de biraz ağırdan mı atıyordun adımlarını.. sanki bitmesin der gibiydik ikimizde.. boğazda sürekli bir şimdiki zaman olsun istiyorduk.. böylece donsun zaman.. ufaktan ilerledik.. volta atılmıştı çoktan.. usturmaça hafifçe esnemişti.. seyrekleşen kaportanın önünden geçtik.. ve iskeleye çıktık.. Eminönü karnavalına karıştık.. son bir kaçamak bakış; yarın aynı saatte aynı vapurda diyen konuşmadan.. sabah 7.30 vapurunda da diyerekten belki de.. o an anladım 7.30 da da beni fark ettiğini.. ya da benim "seni farkettiğimi farkettiğini".. oldukça karmaşık ama güzel.. söylemesi zor hissetmesi kolay.. ki öyle de oldu.. bu kez ben iskeledeki kırlangıç güverteye gelmiştim.. biraz geç kalmış olduğumdan sen baştaydın bu kez bense sonda.. tornistanı bahane edip senden tarafa döndüm yine.. sanki hiç görmemişim de köprüye bakmak istiyormuşum süsü vererek.. gülümsemen acemiliğimi yüzüme vurmuştu.. 7.30 da seninle aynı tarafta olmak bir başka güzeldi.. bir düş gibi.. aynı vapurda olmaktan çok daha etkileyiciydi.. ve kadıköye birlikte inmek onu anlatmama imkan yok..

Eylülde vapurda

Karşılaştık bir akşamda

Onca zaman sonra

Farkında olmadan hayata

Geç kalmanın sabırsızlığıyla

Ve inan ki seninle güzeldi

İstanbul da vapur da..



Yorumlar

  1. Kalemle değil gönülle yazılmış duygu yüklü bir yazı... Gönlüne sağlık Cem Bey. (Not: Fotograf fevkalede, yazınızın içinden fırlamış yahut yazı fotograf içinden süzülmüş gibi..))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim Hasan Bey.. kalemle değil gönülle yazılmış ifaden ayrıca çok mutlu etti beni.. fotoğrafı da yine öyle duygu yoğunluğu olduğu bir anda çekmiştim..

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

mesleğin adı

666 gölgesinde iç denetçi

#iyikiKIDDERvar