benim başrolüm sendin
herkes kendi hayatında başroldür demiştim buna karşılık “benim filmimde başrol sensin oysa” demiştin.. sol kaşını kaldırarak.. bu kadar açık ilk kez konuşmuştun.. bir sonbahar günüydü, yazdan kalma bir sonbahar günü.. ışıl ışıl parlıyordun.. son zamanlarımızdı artık.. iki ayrı yol gözükmüştü bize.. iki yabancı olarak yürüyecektik.. belki bir daha hiç görüşemeyecektik.. yarım kalacaktı.. oysa ne kadar yakındık.. çaprazında oturuyordum sınıfta.. en güzel yerinde sınıfın.. çünkü profilimde hep sen vardın.. ve ara ara dönüp bakışın.. sadece sınıfta değil mahallede de evlerimiz arasında 470 metre vardı sadece.. hafta sonu da seni görmemi sağlayacak kadar yakın, bir fırsat bulup hep.. bizimdi Topkapı, bizimdi Çapa, bizimdi Aksaray.. bizimdi.. kaçtım sonra.. anlamsızca.. aksaraydan, pertevniyalden, topkapıdan, “senden”.. ve “kendimden”.. anlamsızca.. neden korktum.. oysa sen vardın.. kaçmak.. umarsızca.. hani zweigin amok koşucusundaki gibi.. yollar boyunca kaçtım.. dönemler boyunca.. vizeler...