dr. cem çetin

Giriş Fenerbahçe, Gaziantep deplasmanında sahaya yansıyan futbol şöleniyle adeta bir manifesto yayınladı. Bundesliga'nın güçlü temsilcisi Stuttgart'ı Kadıköy'de deviren takım, şimdi de Gaziantep'te sergilediği 4-0'lık dominant performansla yükselişinin tesadüf olmadığını tüm Türkiye'ye gösterdi. Tedesco'nun sistemine yavaş yavaş uyum sağlayan oyuncular, adeta bir makine uyumunda sahaya yayılan futbollarıyla "yeni Fenerbahçe"nin ayak seslerini duyurdu. 🔄 Maçın Dönüm Noktası Maçın kaderi, erken bulunan golle belirlendi. İlk golün ardından oyunu tamamen kendi lehine çeviren Fenerbahçe, 2-0'dan sonra geriye yaslanmayarak "işte beklediğimiz takım" dedirtti. Bu yaklaşım, Tedesco'nun takıma kazandırdığı zihinsel dönüşümün en net göstergesi oldu. ⚽ Maçın Dinamikleri Teknik Direktörün Taktik Yaklaşımı: Tedesco, bu maçta adeta "teknik direktör dokunuşu budur" dedirten bir performans sergiledi. Takımı birleştiren, oyunculara güven...

Sevgili Günlük, Bugün kafamı kurcalayan mesele: İç denetim ile dış denetim arasındaki o ince çizgi. Yılların deneyimi aslında çok şey söylüyor. Bir bakış açısına göre bu iki denetim türü birbirini tamamlarken, diğer bir bakışa göre iç denetim, dış denetimin âdeta bir “casusu” gibi görülüyor. Maalesef genellikle ikincisi üzerinde duruluyor. Bunda, olumsuz anlamın cazibesi kadar, yanlış uygulamaların da payı var. 😡 Peki bu nasıl oluyor? Dış denetimci, adı üstünde, kurumun dışından geliyor ve “müesses nizam” (bu tamlamayı çok havalı buluyorum, nasıl bir nizam? Müesses nizam! 😇) karşısında zamanı oldukça kısıtlı. Bu yüzden de işe iç denetim raporlarını talep ederek başlıyor. Ve maalesef, iç denetim bulgularını bazen olduğu gibi kendi raporuna aktarma eğiliminde olabiliyor. Bu durum üst yöneticiyi şaşırtıyor tabii. İç denetim raporunda gördüğü bir hususu, bu kez dış denetim raporunda karşısında buluyor. İster istemez, “Koynumda yılan beslemişim!” düşüncesine kapılıyor. İç denetim açısında...

  Giriş Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi'nde Kadıköy'de güçlü Alman temsilcisi Stuttgart'ı Kerem Aktürkoğlu'nun golüyle 1-0 mağlup ederek gruplardaki puanını 6'ya yükseltti. Bundesliga'da üçüncü sırada yer alan bir rakibe karşı sergilenen bu dengeli ve disiplinli performans, sarı-lacivertli taraftarlara gelecek için önemli bir umut ışığı oldu. 🔄 Maçın Dönüm Noktası Maçın kaderini belirleyen an, takımın kolektif baskısı ve orta saha hakimiyetiyle kazanılan topun, etkili bir hücum organizasyonuyla Kerem'in penaltı golüne dönüşmesi oldu. Bu gol, aynı zamanda Tedesco'nun yavaş yavaş oturtmaya çalıştığı sistemin somut meyvelerinden biri olarak kayda geçti. ⚽ Maçın Dinamikleri Teknik Direktörün Taktik Yaklaşımı: Tedesco'nun Stuttgart karşısında uyguladığı dengeli oyun anlayışı dikkat çekti. Skriniar ve Alvarez'in savunmada sağladığı güvence, İsmail'in orta sahada yaptığı kritik müdahalelerle birleşerek takımın rakibini etkili bir şekilde zorlamasını s...

Giriş Fenerbahçe, Kadıköy'de Karagümrük'ü 2-1 mağlup ederek galibiyet hasretini dindirdi. Ancak bu galibiyet, taraftarı tam anlamıyla tatmin etmekten uzak bir performansla geldi. İki golü bulup 10 kişi kalan rakibe karşı oyunu yönetemeyen sarı-lacivertliler, "kazanmak güzeldir" sözünü hatırlatsa da, takımın derin sorunlarının devam ettiğini gösterdi. 🔄 Maçın Dönüm Noktası Maçın en kritik anı, Karagümrük'ün ikinci yarıda oyuna ağırlığını koymaya başlaması oldu, üstelik bunu yaparken maçın son bölümünde 10 kişiydi. Sanki bir düğmeye basılmışçasına Fenerbahçe'nin oyundan düşüşü, taraftarın deyimiyle "nazar değmesi" gibiydi. Özellikle Szymanski'nin kaçırdığı net pozisyon, maçın kaderini değiştirebilecek fırsatın heba edilişiydi. ⚽ Maçın Dinamikleri Teknik Direktörün Taktik Yaklaşımı: Tedesco'nun ilk yarıdaki taktik düzenlemesi umut verici olsa da, ikinci yarıdaki müdahaleleri yetersiz kaldı. "Saman alevi gibi" parlayıp sönen bir perfor...

Sanki bir Fatih Erkoç şarkısıydı yaşadığımız... Pertevniyal 'den öğlen çıkardık bazen, ders erken biterdi de. Caminin yanından kıvrılır, Yusufpaşa'ya doğru yürürdük nedensizce. Oysa durak Oruçgazi'nin oradaydı. Belki de yol uzasın diye. En çok, Vatan Caddesi'nden koşarak karşıya geçişimizi severdim. Yanımda sen vardın ya, belki ondan. Fatih Erkoç çalardı o sırada caddede:  " Bırakma... N'olur ağlatma... İstersen mahkûm et, ama n'olur aldatma ..." "Bu adam,"  demiştin,  " işte bu adam... Türkiye'deki tek cazcı. " Ben,  "Popçu değil mi?"  deyince gülmüştün. "Soul müzik deseydin bari,"  diye karşılık vermiştin. Soul müzik neydi ki? Hâlâ bilmiyorum. Dalga geçtiğin o anlardaki tavrın aklımda: hafifçe dilini çıkarırdın, avurtların o hâliyle ne şirin olurdu. Fatih Erkoç'un sözleri gibi:  "İçimde sevgin vardı, usul usul yanardı yüreğimde..." Ayrılık nedir bilmezdik. Akıl etmezdik bile. Şimdi o sözler ö...

Eski bir şarkıda sorulduğu gibi: “Aşk kaç beden giyer?” Ben de size soruyorum: “İç denetçi kim için yazar?” Yani bir bulgu, gerçekte kime aittir? İç denetçinin mi, yoksa kurumun, birimin, sürecin veya denetlenenin mi? Eğer “Bulgu iç denetçiye aittir” diyorsanız, orada ciddi bir algı sorunu var demektir. Sanat belki sanat için yapılabilir, ama iç denetim kesinlikle kurum için yapılmalıdır. 🎭 “He He Tamam” Sendromu Maalesef sıkça şu durumu yaşıyoruz: Denetlenenler, bulgulara kalben katılmasa da veya önlemler konusunda içsel bir mutmainlik hissetmese de, sırf bizi üzmemek veya yıldırımları üzerine çekmemek için “He he tamam, emredersiniz!” moduna geçebiliyor. Somut bir örnek: Siz, “X sürecinin alt aşamaları için 3 ayrı kişi görevlendirilmeli” önerisinde bulunuyorsunuz. Denetlenen, “Hemen efendim, harika bir öneri!” diyerek olumlu yanıt veriyor. Hatta “3 kişiyi atadık bile!” diye ekliyor. Ancak gerçekte: Ne böyle bir görevlendirme yapılıyor, Ne de atandığı iddia edilen kişiler...

  Giriş Fenerbahçe, Samsunspor deplasmanında kritik iki puanı daha kaybederek, rakibi Galatasaray'ın berabere kaldığı haftayı avantaja çeviremedi. Oyuna bakıldığında sarı-lacivertlilerin bir puanla yetinmek zorunda kalması bile şans sayılabilir; ancak bu maç "güzel oyun" maçı olmayıp mutlaka kazanılması gereken bir maçtı. Başkan Sadettin Saran'ın tüm olumlu yaklaşımına rağmen, futbolculardaki lakayt tavırlar endişe verici boyutta. Maçta sadece yedek kaleci Tarık Çetin ve Skriniar'ın performansı takdir toplarken, diğer oyuncuların sahada olup olmadığı bile sorgulandı. 🔄 Maçın Dönüm Noktası Maçın kaderi, 15. dakikada El Nesiri'nin bomboş durumdaki arkadaşlarına pas yerine cılız bir vuruşla fırsatı heba etmesiyle belirlendi. Bu an, aynı zamanda forvet hattındaki verimsizliğin de sembolü oldu. Fenerbahça ilk 15 dakikanın ardından inisiyatifi tamamen Samsunspor'a kaptırdı.  Son bölümde Fred ve Oğuz maça dahil olduklarında oyuna hareket katmak isteseler de Fen...