Kayıtlar

Aralık, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

kalbimi acıtan anılar

Resim
dedem bazen hayatından kesitler anlatırdı.. yaşadıkları zorlukları, fakirliği yoksulluğu, yoksunluğu içeren.. özellikle babasının anavatana göç etmesinden sonraki hayat tutunma macerası çok ilgimi çekerdi.. balkanlardan gelmek, toprağını bırakarak.. ve istanbulda, zeyrekte hayata tutunmaya çalışmak.. sonra topkapıya yerleşmek, her şeyiyle memleket olan, topkapıya.. yurduma..  dedemin anlattıklarından en fazla yüreğime dokunanı annesi ile ilgili olanlarıydı.. 11 yaşında bir çocukken henüz 28 yaşındayken kaybettiği annesini; hep, sanki o yanındaymış, görüyormuş gibi anlatırdı.. verem olan annesinin, artık yapacak bir şeyin olmadığını anlaması ve dedeme fotoğrafını vererek, "artık buna bakarsın oğlum, ben yokken" demesi yüreğimi burkardı.. ama daha fazla kalbime dokunan dedemin durup durup  "annemi özledim ben, gitmek istiyorum" deyişiydi.. bunu söylerken dudağını bükerdi, küçük bir çocuk gibi..  hatta bir keresinde annemin "baba, annen seni nasıl hatırlayacak sek...

denetim günlükleri: meslek dışarıdan nasıl görünüyor?

Resim
meslek dışarıdan nasıl görülüyor diye düşünürüm bazı zaman, günlüğüm.. acaba bizi nasıl algılıyorlar diye..  askere iç denetçi olduktan sonra gitmek nasip olmuştu..  usta birliğine gelince bölük komutanı (K) herkese olduğu gibi bana da  ne iş yaptığımı sordu.. aramızda geçen diyalog aşağıdadır. K- ne iş yapıyorsun sivilde B- iç denetçi.. K- hımmm.. yani müfettiş gibi bi şey mi? B- yanii şey denetim filan.. iç denetçi sizde de var aslında komutanım.. hatta biz iç denetçi eğitimindeydik jandarma ve msb iç denetçileriyle birlikteydik..  K- bildim bildim.. şeyi diyon sen.. B- evet komutanım  K- tamam da.. heaa.. ne yaptırsak sana B- ?!! K- pompacılık yapabilir misin? burada yakıt deposu var, orda yani B- yani bilemedim K- (telefonla ayniyat saymanını aradı ve) baksana burda  iç denetçi mi ne biri var, senin oraya göndereyim de pompaya ver.. (sonra bana dönerek) çık yukarı orada anlatsınlar. B- tamam K- tamam değil emredersin diyeceksin...

integraldin sen sonsuza giden türev alınabilir bir denkleme karşı

Resim
her şey seninle güzeldi.. matematik 5 de öyle.. maksimum minimum problemleri de.. türev alınabilirik der susardım senden önce, seni tanıyana kadar.. ama en doğrusu integraldin sen .. tıpkı integral gibiydi sevgin: parçalayan ve bölen türev anlayışını bir çırpıda kaldıran.. sarıp sarmalayan integraldin.. türevin kesinliği yerine integralin gizemiydin.. gözlerin hep öyle bakardı keza.. sevimli ama bir o kadar sırlı.. sabit terimi asla bilinemeyen bir fonksiyon gibi.. bir kalpte sabit terime ait eğim (türev) sıfırsa, o kalbe duyulan aşkta (integral alınırken) bu sabit terim asla bilinemez keza.. “panter zekinin” (rahmetli) derslerini bir parça olsun yumuşatırdı senle otobüs durağında limit konuşmak.. n giderdi sonsuza; adeta benim kalbimden senin kalbine giden bir ışık huzmesi gibi .. insanların garip bakışları altında bunlardan bahsetmek hoştu.. hani o gün derste “n giderken sonsuza ifadesinden hareketle limit sonsuza giderken limit var mıdır?” diye sormuştun zeki hocaya.. beynimin yan...