integraldin sen sonsuza giden türev alınabilir bir denkleme karşı

her şey seninle güzeldi.. matematik 5 de öyle.. maksimum minimum problemleri de.. türev alınabilirik der susardım senden önce, seni tanıyana kadar.. ama en doğrusu integraldin sen.. tıpkı integral gibiydi sevgin: parçalayan ve bölen türev anlayışını bir çırpıda kaldıran.. sarıp sarmalayan integraldin.. türevin kesinliği yerine integralin gizemiydin.. gözlerin hep öyle bakardı keza.. sevimli ama bir o kadar sırlı.. sabit terimi asla bilinemeyen bir fonksiyon gibi.. bir kalpte sabit terime ait eğim (türev) sıfırsa, o kalbe duyulan aşkta (integral alınırken) bu sabit terim asla bilinemez keza..

“panter zekinin” (rahmetli) derslerini bir parça olsun yumuşatırdı senle otobüs durağında limit konuşmak.. n giderdi sonsuza; adeta benim kalbimden senin kalbine giden bir ışık huzmesi gibi.. insanların garip bakışları altında bunlardan bahsetmek hoştu.. hani o gün derste “n giderken sonsuza ifadesinden hareketle limit sonsuza giderken limit var mıdır?” diye sormuştun zeki hocaya.. beynimin yandığı bir andı.. kendi kendime tekrarlamıştım soruyu.. zeki hocanın gözleri parlamıştı.. “limit reel bir sayıysa limit vardır; sonsuzdayken limit olmaz, yoktur demişti” adam.. “yani sıfır mı olur?” demiştin.. “sıfır olmaz, yoktur” demişti hoca.. “ne yani sıfır ve yoktur aynı şey değil mi efendim” demiştin ki o an açtığın menfez apayrı olmuştu beynimde.. “vardan da yoktan da öte bir var vardır” sözünü o zaman bilsem cuk diye otururdu kafama bu olan biten.. ve müthiş bir beyin zorlamasıydı bu.. yakıcı bir ders sonrası sınıftan çıkmış ve bulvarda yürümüştük aşağıya, pertevniyalden yenikapıya doğru.. “aslında hoca tam anlamadı” demiştim, seni teselli etmek için.. “ben anladım mı ki sanki” demiştin.. ve işte o an bir kahkaha boşalması yaşamıştık.. sinirlerimiz acayip gerilmişti çünkü matematik 5 dersinde.. ve bu kadar gerilen bir ipin kopmaması için böylesine bir kahkaha krizine ihtiyacımız vardı açıkçası.. matematiksel imgelemin doruklarında baş döndürücü bu gezileri çok özledim, senden sonraları.. 

kim bilir üniversitede de birlikte olsak diferansiyel denklemlerle ilgili ne geyik yapardık.. belini kırardık.. otoregresif bir denklemde dış ticaret milli gelir ilişkisini kurmak vardı senle.. amfiyi dağıtmak.. hocanın beynini yakmak ve sonra ders çıkışı saatlerce geyiğini yapmak.. otoregresif bir model olacağımıza ve birbirimize yansıyacağımıza sen başka yolu seçtin.. ya da ben başka yolu.. aslında her şeye rağmen integralde karar kılabilirdik.. farklı alanlarda olsak da sabit terimimizi bulabilirdik belki de bu kez.. aslında bildiğimiz ama söyleyemediğimiz üç hArften oluŞan o Koşulsuz sabit terimi…   




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

mesleğin adı

666 gölgesinde iç denetçi

#iyikiKIDDERvar