Maç Yazısı: Lizbon'da Yiten Hayaller, Başkanın Tarihe Geçen Başarısızlık Raporuna Bir Şerh Daha

Şampiyonlar Ligi play-off turu rövanşında Fenerbahçe, Portekiz'in devlerinden Benfica'nın kalesi Estádio da Luz'da son derece zorlu bir sınavla karşı karşıya kaldı. 0-0 'ın rövanşında mücadeleden 1-0'lık mağlubiyetle ayrılan Fenerbahçe rüya ligine veda etti. Tek golü, Fenerbahçe'ye transfer edildiği söylenen ancak Benfica'da oynamaya devam eden Kerem Aktürkoğlu kaydetti. Böylece Fenerbahçe, kendi oyuncusunun attığı golle Şampiyonlar Ligi'ne veda etmiş oldu. Benfica teknik direktörü ise tam bir profesyonellik göstererek, sözleşmesinde herhangi bir oynamama maddesi olmayan Kerem'i ilk 11'de başlattı..

🔄 Maçın Dönüm Noktası

Maçın tek ve belirleyici golü, 35. dakikada geldi. Fenerbahçe ile anlaşmış olan Kerem Aktürkoğlu, Fenerbahçe savunmasının topla çıkışında yaptığı bir hata sonucu kazanılan topu, ceza sahasında mükemmel bir vuruşla ağlara gönderdi. Bu gol, sadece skor tabelasını değiştirmekle kalmadı, aynı zamanda maçın psikolojik dengesini de tamamen Benfica lehine çevirdi.

Ancak asıl kritik dönüm noktası, ikinci yarıda Fenerbahçe'nin toparlanma ve baskı yaptığı o kısa ama umut verici dönemin ardından geldi. Talisca'nın sert ve gereksiz bir müdahalesi sonucu gördüğü kırmızı kart, Fenerbahçe'nin tüm diriliş umutlarını bir anda söndürdü. 10 kişi kalan sarı-lacivertliler, zaten dominant olan rakibe karşı oyunu tekrar kendi yarı alanlarında oynamak ve bir gol daha yememeye çalışmak zorunda kaldı. Bu kart, maçın kaderini bir daha geri dönülmez şekilde belirledi.

⚽ Maçın Dinamikleri

  • Fenerbahçenin Şut Açlığı (Toplam 6, İsabetli 0): İstatistikler, Benfica'nın hücumdaki baskın karakterini net bir şekilde ortaya koydu. Ev sahibi ekip, toplam 15 şutla Fenerbahçe kalesini sürekli zorlarken, sarı-lacivertli takım sadece 6 şutla yetinmek zorunda kaldı. Daha da çarpıcı olan, isabetli şut sayısındaki farktı: Benfica'nın 3'üne karşılık, Fenerbahçe'nin isabetli bir şutu dahi olmadı. Bu veri, Fenerbahçe'nin ofansif açıdan ne kadar etkisiz kaldığının en acı kanıtıydı.

  • Top Hakimiyeti (%53): Benfica, oyun kurucusuyla orta sahayı kontrol altında tutmayı başardı ve %53'lük bir top hakimiyeti elde etti. Bu, ezici bir üstünlük olmasa da, Fenerbahçe'nin (%47) topu rakipten çok daha fazla kovalamak zorunda kalmasına ve enerjisini eritmesine neden oldu. Oyunun büyük bölümü Fenerbahçe yarı alanında oynandı.

  • Pas Üstünlüğü: Top hakimiyetiyle paralel olarak Benfica, pas oyununda da belirgin bir üstünlük sağladı. 424 pasla Fenerbahçe'nin 380 pasına karşı sayısal bir üstünlük kuran Benfica, aynı zamanda %81'lik pas isabeti ile (%78) oyunu daha temiz ve organize bir şekilde oynadı. Bu, Fenerbahçe'nin pres yapmakta ve topa uzun süre sahip olmakta zorlandığını gösterdi.

  • Mourinho’nun Taktik Yaklaşımı: İstanbul'daki ilk maçın 0-0 bitmesi Jose Mourinho'yu Lizbon'da son derece dengeli, hata yapmaktan kaçınan ve temkinli hadi söyleyeyim korkak bir oyun planlamaya itti. Takımdan beklenen, savunma hattını sıkı tutmak, alanları mükemmel daraltmak ve topu kontrollü taşıyarak az sayıda ama net kontratak fırsatları elde etmekti. Ancak, Fenerbahçe orta sahası, Benfica'nın yoğun presi ve teknik üstünlüğü karşısında ayakta kalamadı. Fred, Amrabat ve Szymanski üçlüsü, hem topu çalıp rakibe baskı kurmada hem de topu ileriye taşıyıp hücumu beslemede maçın hiçbir anında etkili olamadı; son derece etkisiz kaldı. Özellikle üçüncünün kişiliksiz, silik oyunu karşısında bu baskılanma, takımın kendi yarı alanına hapsolmasına neden oldu. Mourinho, ikinci yarıya bu pasif orta saha performansına bir tepki olarak Amrabat yerine İsmail Yüksek'i sokarak enerji ve pres yoğunluğunu artırmayı hedefledi. Bu değişiklikle birlikte Fenerbahçe orta sahası bir anda toparlandı ve 15-20 dakikalık bir süre boyunca baskı kurup oyunda dengeyi sağlamaya, topu rakip yarı alanda oynamaya başladı. Ancak Talisca'nın gördüğü kırmızı kart her şeyin sonu oldu. 

  • Kaleci Livakovic hatasız oynadı. Livakovic olmasa Benfica çok daha erken öne geçebilirdi. Mourinho'nun, önceki maçta Livakoviç yerine İrfan Can'ı oynatmakta ısrar etmesi ve bu maçta diğer bir İrfan'ı (İrfan Can Kahveci) ise oyuna almaması, iki ayaklı maçların en çok sorgulanan hamlelerinden oldu. Bu durum, teknik adamın maçtan önceki gün yaptığı "transferlerden memnun değilim" açıklamalarını akıllara getirdi. Taraftarların dilindeki soru ise netti: "Madem transferlerden memnun değilsin, çekip gitseydin ya be adam!" Bu iç çekiş, yönetim-teknik ekip arasındaki uyumsuzluğun en acı yansıması oldu.  

  • Diğer Detaylar:

    • Direği bulabilse de En-Nesyri çok zayıftı. Ancak bu kez suçun çoğu kendisinde değildi. 

    • Korner: 4-1 (Benfica lehine)

    • Faul/Ofsayt: Fenerbahçe daha fazla faul yaparken (20-11) iki takımda 4'er kez ofsayata düştü.

📌 Çıkarımlar & Uyarılar

  • Orta Saha Çöktü: Fenerbahçe'nin en büyük handikapı, maçın kaderini belirleyen orta saha mücadelesini tamamen kaybetmesi oldu. Fred, Amrabat ve Szymanski'den oluşan bu hat, hem defansif olarak rakibe baskı kuramadı hem de ofansif olarak topu ileriye taşıyıp hücumu besleyemedi. Bu, takımın kendi yarı alanına hapsolmasına ve rakibin sürekli baskısına maruz kalmasına neden oldu.

  • Transfer Politikası ve Kerem İkilemi: Fenerbahçe, kendi transfer ettiği bir oyuncunun (Kerem Aktürkoğlu) golüyle elenerek büyük bir sportif ve psikolojik darbe aldı.

  • Mourinho'nun Elindeki Malzeme Yetersizdi: Jose Mourinho'nun temkinli taktiği, oyuncuların sahada bu taktiği uygulayacak teknik ve fiziksel kapasiteden yoksun olması nedeniyle işlemedi. Özellikle orta sahada yaşanan etkisizlik, teknik direktörün planlarını bozdu. İkinci yarıdaki İsmail Yüksek değişikliği ile kısa süreli bir toparlanma sağlansa da, Talisca'nın kırmızı kartı bu olumlu havayı anında dağıttı.

  • Bireysel Hatalar ve Cezalandırılma: Fenerbahçe, kritik bir deplasman maçında yapılmaması gereken bireysel hatalar yaptı. Topu çıkıştaki bir kayıptan sonra yapılmayan pres, Kerem'in golüne zemin hazırlarken; Talisca'nın gereksiz ve sert müdahalesi, maçın tek umut verici anında takımı 10 kişi bırakarak son direnci de kırdı. Avrupa arenasında bu tür hataların cezalandırılmaması imkansızdır.

  • Livakovic Tek Olumlu: Maçtaki belki de tek olumlu nokta, kaleci Livakovic'in performansı oldu. Özellikle maçın başlarında yaptığı kritik kurtarışlarla Fenerbahçe'yi ayakta tutan isim oldu. Onun olmasaydı, skor çok daha farklı ve ağır olabilirdi.

  • Yönetim-Teknik Ekip Uyumsuzluğu: Mourinho'nun maç öncesi "transferlerden memnun değilim" açıklaması kamuoyunda, teknik adamın elindeki kadroya tam anlamıyla güvenmediği ancak yönetimle yaşadığı ilişki nedeniyle bazı tercihlere mecbur kaldığı yönünde spekülasyonlara neden oldu.

Son Söz: Lizbon'da yaşananlar, sadece bir mağlubiyet veya bir elenme değil, Fenerbahçe'nin son dönemdeki yapısal sorunlarının, plansız transfer politikalarının ve Avrupa arenasındaki deneyimsizliğinin bir araya gelmiş halidir. Bu sonucun tek sorumlusu olarak Jose Mourinho'yu göstermek büyük haksızlık olur. Evet, taktikleri tartışılır, oyuncu tercihleri sorgulanır; ancak kendisine verilen malzeme ve bu malzemenin nasıl toplandığı, onun elini kolunu bağlamıştır ve ben Ali Koç olsam "sipeşyel"i Portekizde bırakırdım. Gerçi Ali Koç'u kim, nereye bıraksın o da ayrı bir konu. Başarısızlığın nedeni sadece teknik direktörler mi? Kesinlikle hayır. Bu, bir liderlik ve vizyon sorunudur.

Ali Koç, Fenerbahçe başkanları tarihine baksa, kırılması güç bir rekora imza attığını görerek acı bir şekilde yüzleşmek zorunda kalacaktır: Kulübün en başarısız başkanı olduğu gerçeğiyle. Yönetimde kaldığı her geçen sezon, bu acı rekoru daha da pekiştiriyor. Sürekli değişen teknik adamlar, milyonlarca euroyu çöpe atan vasat transferler, her sezon başı kurulan büyük hayaller ve her sezon sonu yaşanan büyük hayal kırıklıkları... Bunları görmek, bir taraftar için bile yıpratıcıyken, başkan için tarifi imkansız bir acı olsa gerek.

Lizbon'daki veda, sadece Şampiyonlar Ligi'ne değil, aynı zamanda bir döneme ve belki de bir anlayışa da veda getirdi. Artık değişim sadece bir tercih değil, varoluşsal bir zorunluluktur.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Yazmasanız Olur Mu?": İç Denetçinin Kağıtla İmtihanı

Sürdürülebilir Tüketim: En Yeni Model Çelişkiler

Venedik… tarihin ve suyun kollarında salınan şehir..