Kayıtlar

Temmuz, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

denetimde gerginlik mi?

Resim
iç denetimde "denetim ilişkileri" üzerinde konuşuk etmek istiyorum sevgili günlük senlen bugün.. neden diyeceksen birden aklıma geldi.. hep ne anlatılır: denetimde ilişkiler çok iyi olmalı, empati, hiç tartışma olmamalı, düşük tansiyonlu bir denetim süreci yaşanmalı.. hatta beylik cümlelerde vardır: aynı bedende can gibiyiz :) pardon aynı gemideyiz gibisinden.. ancak denetçi insanı tuhaf bir varlık bazen gerginlikten de hoşlanmıyor değil hani.. netekim bunu ilmelyakin değil hakkelyakin müşahade ettim.. aynel yakin düzeyinde de yaşayayazdım.. şöle diyim .. bazı denetlenenler fıtratları gereği tartışmacı kimselerdir.. illa her şeye cevap vermek, sayfalarca açıklamalar yapmak falan gibi bir tutum sergilemeyi severler.. insanları farklı oldukları için kınayamayacağımıza –üstelik farklıkların bizi birliğe vardıracağına inandığımıza (tamam merak etme günlük tasavvufi derinleştirmemi burada noktalıyorum) - göre bundan da geniş çaplı bir "değer katma" çıkarmamız iktiza e...

Beyaz Çocuk Paşa: Sokaktan Gelen ve Kalbimizde Taht Kuran Bir Dost

Resim
Hikaye   2012’de , güzel bir bahar günü başladı. Babam kapının önündeki yavru kedileri beslerken, gözüm sokağın karşısındaki   0169 no'lu beton direğin dibindeki beyaz tontişe   takıldı. Yanına vardım, çok sıcak kanlıydı. Başını okşamama izin verdi. O an,   sağ arka ayağının sakat olduğunu   fark ettim ve babama,   "Biraz da buna mama ver,"   dedim. İşte o gün, hayatımıza girdi  Paşa . Adını bir süre sonra kardeşim verdi.  Uslu uslu oturmasından, akıllı davranışlarından  ötürü. Sonrası, artık hep  Paşalı günlerdi  bizim için.  Paşa’nın maması, Paşa’nın kumu, Paşa’nın şakaları...  Yavru bir kedi gibi oyuncu halleri, paçamıza sürtünüşleri, eğilip elimi başının hizasına koyduğumda, ulaşmak için  fok gibi atlamaları... Özgürlüğüne düşkündü Paşa,  sokağı seviyordu . Sonradan mahalle sakinlerinin ona başka isimler taktığını öğrenince, ne kadar ünlü biri olduğunu anladım.  Bizim bir kediyle kurduğumuz  en...

denetim günlükleri: en iyi rapor yazılmamış olandır

Resim
gün görmüş eyyam geçirmiş üstatlardan birinin güzel bir sözü vardı günlüğüm: “en iyi rapor yazılmamış olandır” .. şimdi sen bunu felsefi bir bağlamda ele almaya kalkabilirsin tabii.. hemen aklına “evet, daha iyi, iyinin düşmanıdır; o halde ne kadar iyi yazarsak yazalım en iyi rapora ulaştık diyemeyiz, dolayısıyla da her yazılan bir öncekinden daha iyidir” falan gibi fantastik düşünceler gelebilir.. ancak ne yazık ki üstadın söylediği bu değildi..  üstat, pratik bir hususa işaret ediyordu bu sözüyle.. bilmeden ve adını vermeden yalın denetimden dem vuruyordu.. yaaanii diyordu ki rapor yazmak, bulgu sayısını arttırmak gibi bir amacı olmamalı denetçinin.. ve hatta m ümkünse rapor hiç ete kemiğe bürünmemeli .. o nasıl olacak dersen: hataları bulup, yazmadan yaptıracaksın, böylece hem zamandan kazanacan hem de izleme vb prosedürlerden beri olabilecen.. haa tabii burada denetçiye çok iş düşer.. irili ufaklı onlarca bulgu yazmak, sonra da çekip gitmek kolayken; tespitleri sıcağı sıcağına ...