denetim günlükleri: en iyi rapor yazılmamış olandır


gün görmüş eyyam geçirmiş üstatlardan birinin güzel bir sözü vardı günlüğüm: “en iyi rapor yazılmamış olandır”.. şimdi sen bunu felsefi bir bağlamda ele almaya kalkabilirsin tabii.. hemen aklına “evet, daha iyi, iyinin düşmanıdır; o halde ne kadar iyi yazarsak yazalım en iyi rapora ulaştık diyemeyiz, dolayısıyla da her yazılan bir öncekinden daha iyidir” falan gibi fantastik düşünceler gelebilir.. ancak ne yazık ki üstadın söylediği bu değildi.. üstat, pratik bir hususa işaret ediyordu bu sözüyle.. bilmeden ve adını vermeden yalın denetimden dem vuruyordu.. yaaanii diyordu ki rapor yazmak, bulgu sayısını arttırmak gibi bir amacı olmamalı denetçinin.. ve hatta mümkünse rapor hiç ete kemiğe bürünmemeli.. o nasıl olacak dersen: hataları bulup, yazmadan yaptıracaksın, böylece hem zamandan kazanacan hem de izleme vb prosedürlerden beri olabilecen.. haa tabii burada denetçiye çok iş düşer.. irili ufaklı onlarca bulgu yazmak, sonra da çekip gitmek kolayken; tespitleri sıcağı sıcağına hemencik çözmek biraz zor ve gaileli bir iş olarak görülebilir.. söz gelimi mali işler birimini denetliyorsunuz, yazılımsal bir sorun gördünüz.. bu durumda “yalandan denetim” şöle önerir: x işlemi ile ilgili olarak bilgi yazılım sisteminde web saifesi ile entegre biçimde şu düzenleme yapılmalıdır.. birim de cevaben “bahse konu bulgu ile ilgili bilişim müdürlüğüne yazdık, çiziktirdik” deyivererek ilk salvoyu geçiştirir.. sizin de uygun göreceğiniz şekilde "6 ayda yapacağım efenim" yazmayı da unutmaz.. sonra bu bulgunun izlemesi gelir ve birim bununla ilgili ancak siz izleme yazısını yazdığızda –yani 5 ay 21 gün sonra- faaliyete geçer.. zaten siz de konuyu unutmuşsunuzdur.. yönetimin de bir milyon tane işi vardır.. bulgu havada kalır.. soğuk bir çorba gibi oradan oraya itiklenir.. sonra bir 6 ay daha verirsiniz ikinci izleme için.. o ara bir takım yetkililer ve dahi yetkisizler yer değiştirir.. şu bu olur ve artık bulgu kimsenin umurunda olmaz.. ne yazan sahiplenir, ne yazılan.. ne yönetim benimser ne denetim.. o artık bir küçük emrahtır adeta.. oradan oraya savrulur gider.. 
aynı konuyla ilgili “yalından denetim” ise şöle yapar: bilişime sorar önce “aga bu yazılım şey ettirelebilir mi?” cevabın olumlu gelmesi üzerine tespiti yaptığı birime döner ve “bak biz konuştuk oluyormuş, mümkin imiş!..” der.. birim bilişimle çalışır ve nihayetinde geliştirilen yazılım iç denetçi tarafından test edilir.. makul bulunursa iş zaten tamamlanmış olur.. haa şimdi diyecen ki “peki bulgu yazamayacak mıyım?.. bu katkıyı sağladığım nasıl belli olacak?".. o da kolay aslında yönetici özeti denen yer tam da "bununçün" var.. oraya “şu şu şu vardı biz bunları çözdürdük” dersin olur biter.. hem amaç bulgu yazmak mı değer katmak mı? birincisi ise bi şey diyemem ikincisi ise bu yol tadında yinmez…



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

mesleğin adı

666 gölgesinde iç denetçi

#iyikiKIDDERvar