Floransa: Sanat, Tarih ve Doğanın Büyülü Kavşağı

İtalya’nın kalbinde yer alan Floransa, her köşesinde sanat, tarih ve doğanın eşsiz bir birleşimini sunan büyülü bir şehir.. bu şehir, adeta bir açık hava müzesi gibi, her adımda başka bir hikaye, başka bir güzellik sundu bize..

Floransa'ya adım atar atmaz, tarihin ve sanatın kokusu geldi burnuma.. Şehrin simgesi olan Duomo, muhteşem kubbesiyle sizi karşılar.. Filippo Brunelleschi'nin başyapıtı olan bu katedral, Rönesans mimarisinin en görkemli örneklerinden biri.. ve aşağıya doğru Floransa’nın kırmızı kiremitli çatıları, Arno Nehri'nin masmavi suları ve yemyeşil tepelerle birleşir...


Duomo’dan birkaç adım ötede, bizi bekleyen Uffizi Galerisine girmek istediysek de izdiham buna müsaade etmedi.. ve hep kayıp oldu bizim için Botticelli, Michelangelo, Leonardo da Vinci ve Raphael gibi Rönesans devlerinin eserlerini görememek.. duvarıyla yetinmek.. ahhh ahh.. çok zor... telafisini tabii ki de Ponte Vecchio’ya da bulduk.. Arno Nehri üzerinde yükselen bu tarihi köprü, bir zamanlar kasap dükkanlarına ev sahipliği yaparken, bugün zarif kuyumcu ve mücevher dükkanlarıyla ünlü, bu türde dünyada üç köprü var; biri bizim Bursa'da bu arada.. Köprünün ortasında durup nehrin akışını izlerken, Floransa’nın asırlık geçmişine tanıklık ettim diyebilirim.. ve de Pitti Sarayı.. Medicilerin derebeyliğinden düklüğe ulaşan yükselişlerine paralel edindikleri fakirhaneleri :) adamlar evlerinden iş yerlerine (hükümet merkezine Palazzo Vecchio'ya) gitmek için özel bir yol yaptırmışlar ve dahası yolun Arno nehrine denk gelen Ponte Vecchio köprüsüne de Vasari'ye özel bir koridor tasarlatmışlar.. ha bu arada güzergahta evini arsasını vermek istemeyenler bir bir ortadan kaldırılmış.. ee kılavuzu machiavalle olanın imtina edeceği işler değil bunlar ne de olsa.. ayrıca medici şapelini de gördük.. şapel demelerine aldanmamak lazım, adamlar bildiğin kocaman bir kilise yapmışlar.. ve o da ne kilisede medicilerin boy boy, ayrıntılı heykelleri varkene Hz. İsa'yı adeta bir karikatür gibi betimlemişler.. adamlar adeta kendilerine mahsus bir ibadethane yapmışlar.. bu topraklarda paganizm ile Hristiyanlık çok geçişken bir görünüm arz ediyor.. Hükümet meydanında Hz. İsa, Hz. Davud heykellerinin yanında bir de bakıyorsun ki neptün, herkül heykelleri de var.. fantastik barbarlık anlatıları sunan yapıtlar da epeyce fazla.. neyse, bizim rehber bunların hep mesaj içerdiğine değindi.. yani bir nevi halka göz dağı vermek amaçlanmış, her bir tasvirde.. bir machivelli mi dedi?..

ve garibaldi'nin "ya roma ya ölüm" diye papaya atarlandığı balkon da floransada.. böyle haykırmış garibaldi, 2. emmanuelle birlikte ve bu sayede italyan birliğini geç de olsa tesis etmişler.. gerçi bu hala çok su götürür bir şey.. çünkü 20 bölge ve 2 özerk bölgeden oluşan italyada her bölgenin kendi bayrağı var.. ve kendini bölgesiyle tanımlayan epeyce vatandaş var..

Gün batımında, Floransa’nın kırmızı kiremitli çatıları ve tarihi yapıları, altın ışıklarla aydınlanarak unutulmaz bir manzara sundu bize.. Floransa, aynı zamanda leziz İtalyan mutfağıyla da ünlü bittabi.. şehirdeki küçük trattorialarda, taze makarnalar, zeytinyağlı sebzeler ve Floransa bifteği gibi yerel lezzetleri tatma fırsatını bulduk.. bifsteak (T-Bone steak) yemek için tercihimiz Arnavut bir hemşehrimizin (anne tarafından) işlettiği Ristorante Pizzeria Rubaconte oldu.. gerçekten de bifsteak, sebze çorbası ve baharatlı patatesten oluşan menü çok lezzetliydi.. Floransa’nın dar sokaklarında dolaşırken, her köşe başında karşımıza gelatocular çıktıysa da Verona'da aldığım lezzeti bu dondurmalardan alamadım diyebilirim.. ve vejeteryan pizza yediğimiz meydandaki pizzacı.. o kadar güler yüzlü olmanıza rağmen maalesef vejeteryan pizza geçer not alamadı diyebilirim..



Floransa, sanat, tarih ve doğanın iç içe geçtiği, her köşesinde ayrı bir hikaye barındıran bir şehir. bu büyülü şehirde geçirdiğiniz her an, bize unutulmaz anılar ve eşsiz deneyimler sundu diyebilirim.. Floransa’yı keşfetmek, adeta bir zaman yolculuğuna çıkmak gibi oldu; her adımda, tarihin ve sanatın derin izlerini takip ederken, doğanın huzur verici güzellikleriyle kucaklaştık..



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bulgular ormanında özü başına (beni denetim mezarlığına gömün bölümünden)

andrea corr

bakırköydeydik çok emindim