her denetim bir hikayedir
selam günlük iç denetim programımızın bu sene de sonuna yaklaşıyoruz.. o kadar badireye rağmen öyle ya da böyle programın %75’i tamamlandı.. korona duyuyor musun acaba? sana rağmen..
nasıl başlamıştık bu yıla ve nasıl geldik bu noktaya diye sorarsan, anlatayım.. her sene sonu aynı heyecanla başlarız yeni yılın programını hazırlamaya.. başkanların biraz daha yoğun olur işleri.. biraz daha kıpır kıpırdır içleri.. gerçi bu, yani başkanlar; o vefakar, cefakar, fedakar, yüce gönüllü insanlar apayrı bir yazı konusudur ki 😢günü gelince onu da yazarım inşallah.. ama şimdi konu o değil.. neyse heyecanla hazırlanan program ocakta uygulamaya konur.. yazıyla bildirimler, açılış toplantıları, risk kontrol matrisi neyinleri ve daha bir sürü prosedür her denetimde sil baştan yinelenir.. bunlar rutin gibi gelebilir senin gözüne sevgili günlük.. ancak her denetim kendi içinde bir hikaye barındırır.. bazen uzun bazen kısa, bazen acı bazen tatlı ve içinde hep biz olan hikayeler.. iç denetim fısıldar satırlarında.. mekanlar sizin olur, insanlar size aitmiş gibi hissedersiniz, kötü anlamda değil haa.. sanki kardeşiniz, çocuğunuzmuşlar gibi.. değer katma, faydalı olma psikolojisi hakimdir çünkü, kuruma ve insanlara..
ben her denetim başlangıcında bu hissiyatla dolarım günlük.. şöyle düşünürüm şimdi yeni bir denetim başlıyor, birimler ve kişiler kağıt üzerinde olmaktan çıkacaklar ve şahsiyetleriyle karşımda olacaklar.. hayatımın bir kesitine damga vuracaklar belki.. ve denetlenen birim bizim denetimimiz sonrası asla aynı yerde kalmayacak, bir adım dahi olsa gelişecek.. bu psikolojiyi amatör ruh olarak değerlendirebilirsin günlük.. bence mahsuru yok.. kaldı ki amatör ruh iyi bir şeydir ve de içindeki çocuk ölenlerin denetim elemanlığı yapması çok güçtür bence.. (bu bağlamda idkk’nın her şeyden önce iç denetçilerin içindeki çocukların hayatta olup olmadığını kontrol eden bir mekanizma kurması şart diye düşünüyorum..)
denetim ilerler sonra.. evrak incelenir.. görüşmeler yapılır.. ve nihayetine doğru yaklaşılır.. işte o an bir buruk olur içim.. çünkü denetim başlarken kafamda planladığımdan epeyce bir uzakta bulurum kendimi.. bu durumun planlamanın yanlış olmasından ya da iyi çalışmamış olmaktan kaynaklandığını düşünme hemen sinsiğ günlük.. ondan değildir.. hep bir eksiklik hissederim nedense.. şöyle yapabilirdim, şu şekilde yaklaşabilirdim diye.. günlük biliyor musun araştırdım bu psikolojiyi.. buna literatür yapıcı tatminsizlik diyor.. yaptığını beğenmeme medeniyeti olduğu kadar denetim olgusunu da ileri götüren en önemli dürtü bence.. yoksa hamdım, piştim, en mükemmel oldum ne denetime ne de yaşamın bizatihi kendisine uygun olan bir cümle..
Yorumlar
Yorum Gönder