son 1845 yılın en....
annem haklı günlük.. eskiden böyle aman kar yağacak, iki saat sonra büyükçekmecede, yarım saate kalmaz mecidiyeköyde diye zırvalıklar yoktu .. sabah kalkardık ve her tarafın bembeyaz👀 olduğunu görürdük.. fazla bilmezdik, öngörümüz yoktu.. açıkçası merak da etmezdik nolacak diye.. şimdi bakıyorum küçücük çocuklar bile doğaya bir düşman gibi bakıyor, medya sayesinde.. yağmur demek taşan dereler demek çünkü.. altyapısız semtler demek.. bodrumda boğulan insanlar.. kar demek doğuma yetiştirilemeyen bir kadını akla getiriyor , kızaklar üstünde çekilen .. biz sıcak odamızdayken bile böyle şeyler düşünüyoruz.. ya da bir kuyruklu yıldızın geçmesi, güneş, ay tutulması şu bu her şeyi "acaba?.." "ne ayak?.. başımıza bir şey gelmeyivere bari" şeklinde algılıyoruz.. yağmurun dinginliği yok zihinsel şemamızda.. ya da karın yağışı huzuru kodlamıyor kafamızda, çünkü o pencere çoktan kapanmış.. yolu düşünüyoruz biz hep işe gitmek eve gelmek için yolu.. oysa yola bağlanmak ve yo...