kalite mi iç kontrol mü?
çabalar hep boşa diye düşünüyorum günlük.. iç
kontrol mü kalite mi polemiği bugün istemsizce dilime bu cümleyi getirdi.. çoğu
şey laf ebeliği, kuru gevezelik gibi geliyor bu tür tartışmalarda.. kalite
anlayışı zaman zaman yükselen değer oluyor.. yıllar evvel aldığımız kalite
ödülünü hatırlıyorum da.. İstanbul kongre salonunda o gün çocuklar gibi
şendik.. hepimizin üzerine üniversitenin eşofmanı, kafamızda şapka ve elimizde
flamalar zaferimizi kutluyorduk.. aynı ödül töreninde bir anaokuluna
mükemmelliyette 5 yıldız verilirken bize 4 yıldız veriliyordu ama olsun.. orayı
pek karıştırmazsak eğer, ağzımızın tadı yerindeydi.. ödülü almak için ne kadar
da uğraşmıştık.. danışman şirket birim birim gezmiş ve bizlerle görüşmüştü..
doğrusu çok derinlemesine bir analizdi.. iç denetim birimine de gelmişler ve
bana kaç iç denetçi var kaçı atanmış diye sormuşlar.. 8 kadrodan 7 si atandı
deyince.. peki bu yeterli mi demişlerdi.. benim sanırım cevabını vermem üzerine
peki o zaman deyip, notlarını alıp gitmişlerdi.. doğrusu oldukça kapsamlı,
müdekkik bir çalışma idi..😛 neyse başarı belgesini alıp salona astık ve yolumuza
devam ettik.. yanlış anlama günlük kalitede 5 yıldız almak doğrultusunda değil,
normal lalettayin işlerimizi sürdürdük.. kalite orada kaldı.. ondan sonra iç
kontrol yeniden ivme kazandı.. 2007 deki kadar olmasa da cosonun framework
neyini yenilemesi, ülkemizdeki regülatörün cosoyu takip çalışmaları şu bu
derken herkes gene iç kontrolden bahseder oldu.. tezler filan patladı.. iç
kontrol yazılımları revaç buldu.. bir eksik görünce hemen “işte tüm bunlar
kontrolsüzlükten mirim” şeklinde beylik ifadelerle bir döneme daha girdik..
ancak bu uzun sürmedi.. tekrar kalite liderliğe geçti.. ciddi puan kayıpları
yaşadı yani iç kontrol anlayışı.. bu kez işin arkasında yök vardı.. kalite
kuruluna yeni bir hareketlilik katması, üniversitelere kalite denetimine gelen
hocalar ve en nihayetinde insanımızı en fazla motive eden şey: not kaygısı
kalitecilerin önünü açtı.. iç kontrolün ise bir yaptırımı yoktu.. ancak dış
denetim zaman zaman bulgu konusu yapıyordu.. ki o da ezberlenmiş bir iki cümle
ve defalarca ısıtılıp soğumaktan imanı gevremiş bir yemek misali anketlerden
ibaretti.. yasak savmak, mevzuata göre yapılması gereken şeyleri sorgulamak,
varsa tik koymaktan öteye gidemedi.. oysa kalite dediğim gibi epey bir sempati
kazandı.. koordinatörlükler bağlamında örgütlendi.. hatırı sayılır bir noktaya
geldi.. söz gelimi bir stratejik plan falan yapılacaksa ilk akla gelen onlar
oldu.. iç kontrol birimine sormak, sıralamada çok daha sonraydı.. şimdi evet
bunların yani kalite ve kontrolün bağlamları farklı olabilir.. ki öyle zaten..
ancak gözden uzak tutulan husus ikisinin amacının da aynı olduğu.. bu noktada
ben holistik bakış açısından uzak anlayışların kaynak israfına sebep olduğunu
düşünüyorum.. belki de daha genel bir ifadeyle entegre düşünceden yoksun
olunduğundan herkes kendi mahallesinde bir şeyler satmaya, aynı türküyü okumaya
devam ediyor.. tıpkı bir zamanlar çok kısa zaman aralıları ile kaset çıkaran
müslüm gürses’e neden başkalarının söylediği şarkıları söylüyorsun diye
sorulduğunda verdiği cevap gibi: bi de benden dinleyin…
Yorumlar
Yorum Gönder