bu kentte aşk: anla garip halimden
“anla garip halimden
itme düşer dalından
hoş tut gönül kuşunu da
serhoş oldu balından"
senin iklimlerin hep soğuk mu? tıpkı bir kış güneşi gibi..
uzaktan bakınca içi ısınıyor insanın.. yaklaşınca ısıtmıyor.. en parlak, en
canlı, en içten diye düşündüğüm bir anda inadına itiyor kalbimi.. bırakıp
gitmek mi.. işte o mümkün gözükmüyor.. bir bakışın yetiyor yeniden bağlanmaya..
türlü hayaller kurdurmaya.. acı sözler geliyor dilime ve yüzüm asık.. ve sana
rağmen senle olmaya çalışmak.. ya da bana rağmen bizden bahsetmek.. hep bir can
pazarı.. var olmanın eziciliği.. ve uzaktan parlıyorsun.. halden anlamıyor
mahzun yüzün.. olsun.. gülümsüyorsun.. benim için olmasa da benden yana bakman
da yetiyor..
ve hatta aynı yerde olmasak bile.. senin de boğaza şu anda baktığını
düşünerek yudumlamak bir fincan acı kahveyi.. işte o tarifsiz bir duygu.. bir
zamanlar her salı akşamı 18.00 vapurunda ve daha sonra her pazartesi akşamı
17.00 vapurunda iliklerime kadar yaşadım.. "sen" sandığımı gene bir
pazartesi akşamüstü haydarpaşada son kez gördükten sonra ve dahi
"sen" sandığım bir diğerinden üstelik de gene bir pazartesi günü
ayrıldığımda anılar yüklü bir sığınak olarak kendimi attığım vapurda içtiğim o
kahve gamın diğer adıydı.. fincanda azaldıkça gönlümde büyüyen, buram buram
kokarken beni ati-mazi hengamesinde sarhoş eden bir gam.. sonra bir yudum daha
alıp gene baktığım boğaza.. bir gün dediğim.. elbet bir gün şu an bu manzarayı
benimle birlikte, umarsızca seyreden "seninle" yeniden buluşacağız..
benim hala umudum var.. şimdi karanlık olsa ne çıkar...
Hersey vaktini bekler, ne gül vaktinden önce açar, ne güneş vaktinden erken dogar, beklemek sabır işidir ama elbet sizin olan gelecektir birgun (insallah)
YanıtlaSilinşallah.. güzel dilekleriniz için teşekkür ederim...
Sil