denetim günlükleri: iç de denetim dış da denetim var biraz da sen denetle..
Sevgili Günlük,
Bugün kafamı kurcalayan mesele: İç denetim ile dış denetim arasındaki o ince çizgi. Yılların deneyimi aslında çok şey söylüyor. Bir bakış açısına göre bu iki denetim türü birbirini tamamlarken, diğer bir bakışa göre iç denetim, dış denetimin âdeta bir “casusu” gibi görülüyor. Maalesef genellikle ikincisi üzerinde duruluyor. Bunda, olumsuz anlamın cazibesi kadar, yanlış uygulamaların da payı var. 😡
Peki bu nasıl oluyor?
Dış denetimci, adı üstünde, kurumun dışından geliyor ve “müesses nizam” (bu tamlamayı çok havalı buluyorum, nasıl bir nizam? Müesses nizam! 😇) karşısında zamanı oldukça kısıtlı. Bu yüzden de işe iç denetim raporlarını talep ederek başlıyor. Ve maalesef, iç denetim bulgularını bazen olduğu gibi kendi raporuna aktarma eğiliminde olabiliyor.
Bu durum üst yöneticiyi şaşırtıyor tabii. İç denetim raporunda gördüğü bir hususu, bu kez dış denetim raporunda karşısında buluyor. İster istemez, “Koynumda yılan beslemişim!” düşüncesine kapılıyor. İç denetim açısından ise, bu durum en yıpratıcı faaliyetlerin başında geliyor.
Zaman zaman iki denetim birimi arasında, Amerikan filmlerine taş çıkartacak bir “yerel polis – federaller” muhabbeti bile peyda olabiliyor. Tahmin edileceği gibi, yerel yetkililer federalleri pek de hayırla yâd etmiyor!
Peki Ne Yapmalı?
İki denetim arasındaki ilişki ne olmalı? Raporlardan yararlanma biçimi nasıl düzenlenmeli? Bu konuda pek kafa yoran yok. Standartlar da maalesef konuyu üstünkörü geçmiş durumda. Nitekim “Koordinasyon” başlıklı standart şöyle diyor:
“İç denetim birimi başkanı; aynı çalışmaların gereksiz yere tekrarlanmasını asgarîye indirmek ve işin kapsamını en uygun şekilde belirlemek amacıyla, dış denetim ile gerekli bilgileri paylaşmalı ve faaliyetleri koordineli şekilde sürdürmelidir.”
Oldukça beylik ve “sadra şifa” olmayan bir ifade, değil mi?
Bunun yerine daha somut adımlar atılabilir:
Dış denetimin iç denetim raporlarından yararlanma koşulları bir standartla açıkça belirlenebilir,
İki denetim türünü birbirine yaklaştıracak ortak bir jargon geliştirilebilir,
Ortak etkinlikler, eğitimler, hatta yurt dışı çalışmalar düzenlenebilir.
Yoksa yapılan çalışmalar, “havanda su dövmekten” öteye geçemeyecek. Gerçi burada bile önemli olan, havana ne koyduğun! Nitekim havana tuz koyup dövdükten sonra, komposto içmeyi ancak hayal edebilirsin…

eyvallah
YanıtlaSilteşekkür ederim...
YanıtlaSilDış denetimin zihniyetinde bir evrim geçirmesi gerekiyor. Biz hazırız.
YanıtlaSilçok doğru.. kendisini güncellemesi ve dahi yol gösterici olması lazım..
SilKaleminize sağlık Cem Bey. Güzel tespitler. Dış denetim raporlarının, İç denetim raporlarından istifade ederek yazılması, İç denetimin bazen önemsenmeyen, destek görmeyen ve değersizleştirilme potansiyeli taşıyan rapor bulgularına dikkat çekilmesi anlamında son derece önemli görüyorum. Dış denetim raporlarının yazımında İç denetim raporlarından faydalanıyor olması ayrıca İç denetim raporlarının denetlenen idareler nezdinde bir nevi "koruyucu hekim reçetesi" olduğu gerçeğini ortaya koyması anlamında da değerli ve anlamlı buluyorum.
YanıtlaSil