denetim günlükleri: iç denetçi kim için yazar?
Eski bir şarkıda sorulduğu gibi: “Aşk kaç beden giyer?” Ben de size soruyorum: “İç denetçi kim için yazar?” Yani bir bulgu, gerçekte kime aittir? İç denetçinin mi, yoksa kurumun, birimin, sürecin veya denetlenenin mi?
Eğer “Bulgu iç denetçiye aittir” diyorsanız, orada ciddi bir algı sorunu var demektir. Sanat belki sanat için yapılabilir, ama iç denetim kesinlikle kurum için yapılmalıdır.
🎭 “He He Tamam” Sendromu
Maalesef sıkça şu durumu yaşıyoruz: Denetlenenler, bulgulara kalben katılmasa da veya önlemler konusunda içsel bir mutmainlik hissetmese de, sırf bizi üzmemek veya yıldırımları üzerine çekmemek için “He he tamam, emredersiniz!” moduna geçebiliyor.
Somut bir örnek:
- Siz, “X sürecinin alt aşamaları için 3 ayrı kişi görevlendirilmeli” önerisinde bulunuyorsunuz.
- Denetlenen, “Hemen efendim, harika bir öneri!” diyerek olumlu yanıt veriyor.
- Hatta “3 kişiyi atadık bile!” diye ekliyor.
Ancak gerçekte:
- Ne böyle bir görevlendirme yapılıyor,
- Ne de atandığı iddia edilen kişilerin bu rolden haberi oluyor.
📄 “Kâğıt Üzerinde Mükemmel” olgusu ile karşı karşıyayız. Bu durum, ancak bir hata veya suiistimal ortaya çıktığında deşifre oluyor. O zaman da iş işten geçmiş oluyor.
🔍 Asıl Soru: Bu Bulgular Kime Hizmet Ediyor?
Denetlenen şunu anlamalı:
- Bulgular onundur.
- Öneriler, denetçiyi baştan savmak için değil, süreçlerini iyileştirmek içindir.
Ancak bu “denetim algısı tuzağından” kurtulmak, köklü bir zihniyet değişikliği gerektirir. Denetlenen, “Bu bulgular benim iyiliğim için yazıldı, o halde yerine getirmeliyim” diyemedikten sonra, yapılacak çok fazla bir şey kalmıyor.
🧯 Musibet Başa Gelmeden…
Ne yazık ki bazı idareler, ancak risk gerçekleşip musibet başa geldikten sonra aydınlanma yaşıyor. Örneğin:
- Yangın çıktıktan sonra,
- Kalitesiz bir mal/hizmet teslim alındıktan sonra…
Ama o zaman da “koruyacak çok bir şey kalmamıştır.”
O saatten sonra süreç sahiplerine söylenebilecek tek bir söz kalır:
“Servi gibi ümitler döndü birer iğdeye, Geçti Bor’un pazarı, sür eşeği Niğde’ye!”
✅ Son Söz:
İç denetçi yazmaz, yansıtır. Yazdıkları kendine değil, kurumun aynasına düşen bir yansımadır. Ve o aynaya kim bakarsa, orada kendi sürecini görür..
Unutmayalım: “Geçti Bor’un pazarı” dememek için, bugünden zihniyet değişikliğine ihtiyaç var.

My according to Finding must belong to internal audit report ,,😒
YanıtlaSilActually, it must be, Master.
SilTebrikler Cemcigim cok guzel anlatmissin iç denetim faaliyeti-ic denetçi-Denetlenen (musteri) iliskisini.Bazen de bulgular kucuk emrah misali boynu bukuk kaliyor hani anasiz babasiz misali.Herkes gormezden geliyor.Burada aklima cem yilmazin firlama anlatimlari da geliyor ama bosver basbasa iken paylasiriz
YanıtlaSilteşekkürler devrem Hulusim.. :)
SilTabi ki bulgu birimin. Erişilen bulgu ve öneriye ben denetçi olarak denetişim sonucunda ulaşıyorum. Dergimizin adı gibi. Denetişim güzel kavram karşılıklı bir etkileşim ve iletişim içinde, işteş... Bulgu ve öneriyi birimle oluşturmak ve otomatik olarak sahiplenmesini sağlamak... Bir keresinde rektörümüze bir toplantıda denetişim yaptığımızı söylediğimizde denetişimi ilk kez duyduğunu ve çok hoşuna gittiğini söylemişti.
YanıtlaSildenetişim çok güzel bir kavram; anlaşılabilse.. keza işteklik katan ş harfi he daim bir coşku barındırır içinde.. ne demiş Yunus
Sil"Gelin tanış olalım,
İşi kolay kılalım,
Sevelim, sevilelim,
Dünya kimseye kalmaz."