bu kentte aşk: ee şimdi ne olacak?
"Geçmiş değil bugün gibi
Yaşıyorum hala seni
Sen hep benim yanımdasın
Gündüzümde gecemdesin
Çalınmasın söylenmesin
Sen benim şarkılarımsın"
tavşana...
"ee
şimdi ne olacak" dedin.. giderken.. biterken.. bir başka boyutu daha var mı?
acının sonlandığı bir uğrak.. zamanı yutan bir kara delik gibi tüm hüznü emen
bir anafor.. o an sokaktaki kimsesiz bir kediyi düşündüm aslında, tüm bunlardan
daha basit olaraktan.. artık sevilmeyen, fırlatılıp atılan bir kimsesiz
kediyi.. yiyecek bulmak zorunda olan, alışkanlıklarının çok ötesinde bir yaşama
mahkum edilen bir yalnız kediyi.. yaşam, mutluluk, ayrılık ve ölüm hepsi aynı
ağızdan çıkıveriyor.. havayla buluşuyor.. bir sihir mi yoksa bu.. bir nefeslik
dinlenmelik.. ayrılığın vurduğu bu akşamda öylece yürüdüm senin yönüne sırtımı
dönmeye cesaret edemedim.. belki de kıyamadım.. her şeye rağmen ya da hiçbir
şeye rağmen.. ee şimdi ne olacak? beni bırakmadın çünkü zaten hiç birlikte değildik
ki.. "ee nolacak yani?" bilmem sen söyle.. ben hiç gitmediğime göre.. gerçi sen
de hiç gelmedin.. "ee tamam da nolacak.." sahi sen neden hiç gelmedin.. olabilir
miydi? ne yani olamaz mıydı? hiç mi olmazdı? yine de zorlayamam seni.. beni
bilmek zorunda değildin.. peki ben seni bilmek zorunda mıydım? bilmem öyle
olacağı varmış demek ki! bilmek zorunluluk mudur? bilmek istemesek gerçekten de
bilmez miyiz? bilmenin faydası nedir? ve nasıl ölçülür? sorgulamak problem olur
mu sence? o zaman ben sorayım bu kez de ee nolacak şimdi?
Yorumlar
Yorum Gönder