toplu taşıma günlüğü: metrobüs diyalogları
metrobüs edebiyat.. metrobüs tüm bir hayat.. ne
muhabbetlere şahit oluyor insan.. ne dramlar dinliyor.. ne fıkralara gülüyor kahkahalarlan.. yolcular arasındaki filozof sayısı tüm fen edebiyatlardaki felsefe
öğrencilerinden fazla.. özetle tam bir yaşam kesiti sunuveriyor binene.. tabii
ki de herkese değil.. severek binip, etrafıyla ilgilenen, diğerkam davranıp yolcuların dertleriyle dertlenen, sevinçleriyle sevinen ve de ayrılık acısıyla
inene 😆.. öyle ya zoraki bineni napsın metrobüs?.. "gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır ya baş" sözünde olduğu gibi "gönülsüz binilen metrobüs de ne tat verir ne de ibret" neyse seve seve bindiğimden olacak 😅metrobüste çok sohbete tanık olurum.. bunlardan
özellikle de birbirini iğneleyen hicivcilerce yapılanlarına ise bayılırım..
bunlardan birini geçenlerde yaşadım.. metrobüste çok ilginç iki adama denk
geldim.. biri yaklaşık 50 yaşında diğeri daha yaşlı olan emmiler farklı bir
diyalog içindeydiler.. binerken yaşlı olan "off bea çok üşüdüm"
dedi.. bunun üzerine diğeri "neden eldiven takıyorsun ki çok soğuk değil
gebermezsin" cevabını verdi.. ehtiyar "bilmem belki geberirim"
şeklinde yanıtladı.. işten güçten; sonra patronların hainliğinden felan
konuştuktan sonra konu tabii ki de futbola geldi.. ikisi de fenerim aleyhindeymiş
gibi beyanatlar verdiler.. "belki gs belki başakşehir şampiyon olur fener
fos" şu bu derken ehtiyar "bu hafta da fener yenilsin, kuşlara 10
liralık yem alıp atacam" dedi.. ben tam da diğerinden bunu destekleyecek
bir devam cümlesi beklerken gelen cevapla dumura uğradım: "k.ç.na kına da
yakarsın" .. 😁 we
are the world we are the children...
Yorumlar
Yorum Gönder