mesleğin adı
geçen 2 hafta evvel Kidder Başkanı Mustafa Beyin İstanbul’da olması münasebetiyle İBB iç denetim başkanlığının ev sahipliğinde bir toplantı tertip edildi sevgili günlük.. bu vesileyle başkan, ilk ağızdan olup biteni, olamayıp bitemeyeni kısaca ne varsa anlattı.. biz de dinleyerek müstefit olduk.. her zaman ve daima herkesin yani tüm tarafları bir arada olduğu toplantılardan yanayımdır.. nitekim böylece herkes eteklerindeki taşları döker, kulaktan kulağa aktarım sonucu yanlış anlatım sorunu ortadan kalkar.. 👀
bu toplantıda da böyle oldu.. elbette temel konu özlüktü sevgili günlüğüm.. keza biz insanların kahir ekseriyeti para için çalışır ve özlük hassastır.. başkan, özlükle ilgili girişimlerinden, diğer derneklerle ortaklaşa çabalarından, bahsetti.. ve konunun en hassas yönü olan farklı cetvel farklı maaş; bitmeyen -siyah-beyaz savaşının izdüşümü olan- merkez-taşra ayrımcılığı ile ilgili de tüm içtenliğiyle açıklamalar yaptı.. bundan başka mesleğin gelişimi ve kalkındırılması vardı muhabbette.. yardımcılığın kariyer bir meslek olma bağlamındaki öneminin altı çizildi.. sonra sertifika derecelendirilmesi –bunu bir sabah sana anlatacağım günlük, nasıl a1 den başlayıp a4 olarak neticelen(emey)en monomitimizi, “bir sabah günlük bir sabah acını süpürmek için açtığında kapını” deyivereceğim sana- geldi gündeme..
ve en çarpıcı mevzulardan biri mesleğin adıyla ilgiliydi bea günlük.. “bir adın kalmalı geriye” ne de olsa.. “biz gidip de adımız kalacağına” göre ve “dostların bizi –güzel- hatırlaması” önem taşıdığından meslek unvanı (ttk’nın yeni imla kılavuzundaki biçimiyle ünvanı) epeyce ehemmiyetliydi.. özellikle unvanın başına “kamu” kelimesi eklenmesi dile getirilmesi çarpıcıydı.. sevdim.. ancak yine de bu ad (iç denetçi yani) bana bir parça yavan geliyor.. yanlış anlama –çi, -çu, -cu vb. yapım ekleri ağzımda hep kekremsi bir tat bırakıyor.. ofsaytımsı gibin😆 geliyor bana..
öte yandan ve daha epistemolojik bir çözümlemeyle “denetim”in korkutucu mahiyeti ve içinde bulunduğumuz çağda aşılası doğası beni daha derin düşüncelere sevk ediyor.. böyle bir düşünce ortamında bundan bir kaç ay evvel üniversitemizin en biricik, en sevimli, en güzel, en tontiş kulübü olan denetim kulübümüzün💑 düzenlediği bir programa katılan Tideden Ali Kamil üstadın iç denetim yerine unvan olarak “iç mükemmellik” birimini öne sürmesi aradığım cevabı bulduğum intibaını uyandırdı.. bu içtimadan bir süre sonra sıklıkla danışmanlığımıza başvuran bir hocamızın beni ortak bir toplantıda yönetimdeki yeni arkadaşları ile tanıştırırken “Cem Bey, bizim koçumuz” şeklinde takdim etmesi kalbimi kanatlandırdı..💓 kim bilir belki de sorunlarımızın çözümü daha derinlerde, derinlerde olmakla birlikte bir yandan da çok yakında “bizzat içimizde” gizli.. yeni ufuklara yelken açmak için bir parça cesarette gerekli, gemileri limandan çözme vakti geldi de geçiyor belki de..
Yorumlar
Yorum Gönder