değiştin mi?

değiştin mi?.. zaman aktı üzerinden.. her şeyin ve her yerin.. soldurdu.. eskitti.. gene çocuktun.. çocuktum.. eskitti.. soldurdu.. her şeyin ve her yerin.. zaman aktı üzerimden.. değiştim mi?.. kaybolmak vasıf çınar caddesinde.. caddenin silueti olan tarihi dükkanlar.. istemedin devamını.. bir bildiğin vardı elbet.. devam etmedi.. senin tarafın batıydı.. oradaydı yeni cami.. mısır çarşısı.. bense biraz daha doğudaydım senin ikliminde.. ebussud caddesiydim.. senin sevmediğin, hoşlanmadığın.. gardım.. hocapaşa pidecisiydim.. filibe köftecisiydim.. biraz sevmiştin sonraları bu yakayı, meserret adı verilen o otel açıldıktan sonra bu yakayı.. meserrettin sen.. benim için en azından.. ya da en çoğundan.. 

türk ocağı caddesinden aşağı inerken.. hatırlarsın o günü.. o muhteşem günü.. seni gördüğüm ilk günü.. neden oraya sapmıştım.. ya da neden oraya sapmıştın.. ne kadar küçük bu dünya diye düşünmüştüm.. seni son gördüğüm yer bundan iki yüz metre aşağıda sirkeci tramvay durağı olunca.. içimin kanaması hiç dinmedi.. acılar neden böyle gelir ve gitmezler.. ve birini tanımak.. aslında açılan bir borç, kalp nam ve hesabına.. artık tanımak istemiyorum kimseyi demiştim sen tramvaya binip gidince ardından kendi kendime.. evrenin pek de büyük bir yer olmadığını düşündüğüm bir andı.. gülmek yok diye düşündüm artık birlikte.. saçma sapan şeylere saatlerce.. kimse anlamaz çünkü sen gibi.. ve o akşam ayrılırken  tebessüm mahzun kaldı yüzümüzde.. dudağımızda asırlık susuzluk.. ve sonra eminim sen de bir damla göz yaşı döküyordun, ben gibi.. hoşça kal demeyi sevmiyorum işte tam bunun için.. vedaları sevmiyorum.. ve o akşam işte o akşam.. soldu sanki her şey ve ankara caddesi.. tüm canlılığı gitmişti.. kırılgan, naif ve anlayamayan çocuk ağladı işte o zaman.. içimdeki çocuk.. sessizdi o akşam çok sessiz.. habersiz.. kimse duymadı içimdeki fırtınayı.. her şeyin bittiğini.. 

silikleşen kaldırımlarıyla köprücü sokakta yürüdüm bomboş anlamsızca.. yalnız, mutsuz, eksik.. beklentisiz.. yağmur hiç dinmiyordu.. inadına ıslak.. inadına hızlı.. ne kadar önemsizdim..  bir yerlere ve bir şeye ait olamayacak kadar küçük ve değersiz.. önemsizdim.. alışkın sonra.. susan sonra.. ve sonra yürüdüm.. aşağıya aşağılara.. postahane yanı sokak ve hamidiye türbesi sokak güzergâhını kullanarak taa aşağıya senin güzergahından, son kez, deniz kenarına nefes alabilmek için.. son keza çünkü söz verdiğim gibi çıkmamak için yoluna.. bu söze sadık kalmak eminönünde zor olsa da.. belki eminönü zor olsa da.. evet evet Eminönü zorluğun diğer adıysa.. o zaman gelmem bir daha senin olsun.. uçarak aşmak istedim o an aksaraya kadar tüm semti.. senin semtini..  kaybetmek kötü şey.. "aşk kaybeder" derdin.. "vazgeçmek yener onu".. ve şimdi hissediyorum ki bir tercihe bağlı olmadan vazgeçişse hepten soğuk ve acıtıcı..

"Her acı zamanla geçmez
Her giden mutlaka dönmez
Her âşık bir gün affetmez
Kalbi artık çarpmayınca"




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

mesleğin adı

666 gölgesinde iç denetçi

#iyikiKIDDERvar