akıllı bina akılsız insan

 

evet günlük saçma bir kalıptan bahsedeceğim sana bugün: akıllı bina (smart building).. insana ait bir sıfatın cansız eşyaya teşmili nerden baksan tutarsızlık nerden baksan ahmakça.. tıpkı akıllı şehirler gibi.. gerçi bazı insanlarda da eğreti duruyor bu sıfat, bir yakıştırmadan öteye gitmiyor ya neysee.. ve hatta neyse ne.. insanoğlu/kızı ne yapıp edip böylesi kavramlaştırmalara ulaşmayı seviyor.. bu insana özgü bir hastalık.. konumuz bu değil, daha çok akıllı bina-akıllı insan matrisi.. bu bağlamda –indirgemeci kuramdan hareketle- ben dört kategori üzerinde duracağım ki zaten yukardaki matris bunu anlatıyor.. buradaki kesişmelerin en muhteşemi kabul edersin ki akıllı bina akıllı insan kesişimi.. düşünsene akıllı insanlar akıllı binalarda.. ne muhteşem değil mi.. bu konu hakkında diyecek bi şi yok.. 

en kötüsü hangisi peki.. akıllı insan akılsız bina çok kötü değil bence.. evvelkiler yıllarca böle mekanları mesken tuttular.. gayette memnundular.. odaya girince düğmeyi kendileri çevirip ışığı açtılar.. üşüyünce sobayı/kombiyi yaktılar.. musluğu elleriyle çevirdiler.. ve bundan dolayı bir yoksunluk duymadılar.. o mekanlar evdi ve evden beklenen her şeyi sağlıyordu.. mekan insan felsefi enfsüsi tefekkürüne burada girmeyeceğim korkma günlük.. günlük sahi sen z kuşağı mısın yoksa? Hemen sıkılıveriyon ve demoralize oluyorsun.. 

neyse matrise döneyim.. akılsız insan ve akılsız bina seçeneği bence kötü ama en kötüsü değil.. sonuçta mağara gibi bir yerde yaşayan akıllı olmayan bir insanı tasavvur et.. çok bi beklentisi yok zaten ne evin (=mağaranın, platonu anıyoruz burada ve evet platon hala mağaradayız diyoruz.. idealar alemi bize bu arttırılmış gerçeklikte eskiden olduğundan çok daha uzak gibi keza) ne de içinde yaşayanın.. 

bunların en kötüsü akıllı bina ve akılsız insan eşleşmesi bence.. o tam bir felaket oluyor.. çünkü asıl akıl taşıması gereken varlıkta olmayan aklın bu sıfat kendisinden beklenmeyen binada olunca işler çığırından çıkıyor.. ve bunun faturası akıllı insanlar o binaların sath-ı mahalline girince ortaya çıkıyor.. durup dururkene –hareketsizlikten mütevellit- sönen lambalar buna karşılık bumbuz kalorifer petekleri olarak çıkıyor karşımıza.. humidite çılgını fanın alabildiğine üflediği anlamsız bir anafor altında tir tir titreyen insanlar ve çalışmayan iklimlendirme cihazı.. ve binamızın aklının sorunu çözmeye yetmemesi..  ve tabii ki tuvalet kabinindeki fotoselli lamba, sen bu öykünün en güzel yerindesin.. kim bilir hangi akıllı insanın akılüstü bir davranışla taktığı fotosel sen tasarrufun ta kendisisin.. tuvalette bizi mütemadiyen zıplatarak ekonomiye ciddi katkı sağladığın muhakkak.. 

diyeceğim o ki akıllı bina tıraşını bir de akılsız/yarım akıllı insanlar sosuyla süslersek karşımıza karamizah çıkar.. işin kötüsü bunun komik olduğunu anlamak için de gene akıllı insana ihtiyaç vardır.. akıllı binaya değil…   


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bulgular ormanında özü başına (beni denetim mezarlığına gömün bölümünden)

andrea corr

bakırköydeydik çok emindim