hatıralar ormanı
hatıralar ormanı gibi kafamın içi.. her tarafında sen her tarafında İstanbul.. sen ve İstanbul aynı gibi.. anılar bir harman olur yine mısır çarşısında.. ve kurukahveci Mehmet efendiye açılan kapıda iyice somutlaşır bir heykel olur.. yaşanan o güzel günler ve illaki akşamüzeri.. senin en sevdiğin ve benim senden dolayı sevdiğim.. sence sevdiğim.. sen olarak sevdiğim.. sana benzeşerek sevdiğim.. sana benzemesiyle sevdiğim.. seninle sevdiğim..
benim için ikindi vardı önceleri.. sonra daha geç oldu daha ahir.. akşamüzeri oldu her şey bir anda.. döküldü yeni caminin minaresinden.. aktı bizanstan gelen bir sel gibi.. afakı sardı sarmaladı zaman içinde zaman.. illaki akşam vaktinde.. illaki hatıranla dolu.. yaşarken böyle düşünmemiştim.. bir gün gelip de bunların anı olacağını..hocahanı sokak.. hanımeli sokak.. ama illaki aşirefendi caddesi.. seni son gördüğüm yer.. belki bundan hep üzgün gelir bana bu cadde.. ankara caddesine çıkana kadar.. üzgün ve anlatacakları olan bir kadın gibi..
giden birine duyulan özlem.. peşinden gidememeye duyulan kırgınlık.. balkapanı sokaktan geçerken sormuştun hani kim vermiş bu adları diye.. bahşende sokak ismini beğenirdin bi de.. asalet akıyor diyerekten.. susar dinlerdim sen böyle serbest çağrışımlar yaparken.. şirinlik sarardı her yanını.. hüznün üstünü kaplayan bir şirinlik.. hep konuş isterdim.. mimarsinan caddesine varırdık sonra.. tepeye az kalırdı.. üniversiteye yani.. yolculuğumuzun her bitişinde gözlerin buğulanırdı.. özlem her yeri kaplardı o an.. ve dudaklarından şu mısralar dökülüverirdi..
"Çok zaman dinledim ‘Nevâ Kâr’ı
Bir terennüm ki hem geniş, hem şûh
Dağılırken Nevâ’nın esrârı
Başlıyor Şark ufuklarında vuzûh
Mest olup sözlerinde her heceden
Yola düşmüş birer birer geceden
Yürüyor fecre elli milyon rûh"
👏👏
YanıtlaSilteşekkürler üstat
Sil