çok hoştur ama banane

evet günlük denetim sadece ve her şeyden önce denetimdir.. iç denetimi denetimden ayıran şey karşılıklı olmasıdır.. yani TDK’nın da kabul ettiği veçhesiyle iç denetimde olay denetişimdir.. bunun çok sevindirik, şirin boyutu vardır.. yok efendim tek sesli olmaktan iyidir.. yok efendim farkındalık artar şu bu.. hepsine eyvallah.. ne var ki bazen acaba bu elbise fazla bol mu geliyor kurumlara diye sormadan da edemiyorum.. düşünüyorum yani zaman zaman..

özellikle denetişimin maksimum olduğu bulgu paylaşımında bu düşünceler dört tarafımı sarıp sarmalıyor handiyse –hatıralar dört bir yerini sardığından nefes alamayan muazzez abacı gibin ben de- nefes alamıyorum.. olayın bulguları gönderme noktasında bir sorun olmuyor.. sonra kapanış toplantısı yapılıyor.. burada da hep gülücükler, temenniler.. aman efendim ne güzel tespit etmişsiniz şeklinde ara gazları.. yani her şey tıkırında gibisinden duruyor..  filmin koptuğu yer bulgulara cevapta oluyor.. neler neler yaşanıyor bu noktada bir görsen.. bulguya katılıp öneriye katılmayan mı istersin.. öneriye katılıp bulguya katılmayan mı ararsın.. yoksa yazdıktan sonra “çok hojdur da banane”  biz katılmıyoruz şeklinde bağlayan mı.. sistemi ben yazsam “bulgu ve öneriye katılıyoruz”u aynı kutucuğa koyardım..ya ikisine de katılırsın yahut katılmazsın.. “ya içindesindir çemberi ya büsbütün dışında” hesabı yani.. neyse benim anlamadığım bu itirazların kapanış toplantısında şey edilmemesi aslında.. o yüzden diyorum işte.. bazen sistem bol geliyor diye.. 

halbusemkine bizim muassebe denetmenliğindeki rapor formatı tam biçilmiş kaftandı.. cevaplı rapordan bahsediyorum.. bu formatta yazacağını yazıyordun.. sonra birime gönderiyordun.. cevap veriyordu.. sonra son görüşünü yazıp defterdarlığa gönderiyordun raporu.. fazla incik boncuk yoktu.. yıkıyorum çıkıyorum saçları benzeri.. üstelik bence muassebe denetmenliğindeki çalışmalar daha verimli oluyordu.. raporu karşı tarafa nasıl anlatsam geyiği olmuyordu.. neyse kağıtta oluyordu.. yıllar evvel yazdığım bir rapordan dolayı defterdar yardımcısı arayıp başka bir husus ekleyip eklemeyeceğimi sorduğunda “ne varsa raporda belirttim üstat” deyip konuyu kapatmıştım misal.. bu formatta ise işin sonu gelmiyor sanki.. rapor bitiyor izleme başlıyor.. uğraştırıcı yani hep.. düşün işte günlük meslek olmuş 15 sene halen aynı geyikler sürüyor.. şimdi bu satırları okuyan bazıları “bizde hiç uzlaşılamayan husus yok” diye düşünür eminim.. ne güzel demekten başka diyecek bi şey bulamam bu durumda.. ancak bunun iyi bişi olduğu çok su götürür.. gerçekten ikna mı oluyor denetlenen birim yoksa  korkup öyle mi davranıyor.. ya da daha kötüsü umursamıyor mu.. bilemem… bilmek de istemem zaten.. bilmek çoğu zaman mutluluk getirmez zate.. ne demişler cehalet mutluluktur (ignorance is bliss)…


 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

mesleğin adı

666 gölgesinde iç denetçi

#iyikiKIDDERvar