ne kadar da küçük bir dünyanız varmış ev sahipleri

o değil de ev sahiplerinin (ve dahi emlakçıların ki onlara ayrı bir yazı yazacağımdan burada bahsetmekle yetindim) son dönemde özellikle de öğrencilere yaptığını hiç yakıştıramadım günlük.. büyüdü büyüdü içimde.. dedim ki bizim insanımız nasıl böyle bir şey yapabilir.. hani öğrencilik iyi bir şeydi.. gençler geleceğimizdi.. hani milliyetçilik hani o hani bu.. her şey plastikleşti gene gözümde.. yavan bir tat bıraktı ağzımda hayat.. 

sen kalk iki yılın kaybını okulunu okumak için gelen talebelerden çıkar.. olan biten boşuna değil diyorum.. hayat boşuna marizlemiyor bizi.. belalar bir oradan bir buradan belli ki bundan geliyor.. oysa her şeyin bir ahlakı var bea günlük.. kapitalizmin de bir ahlakı/etiği var inan bana.. adam simit bir ahlak profuydu ilk evvela bildiğin üzre.. netekim üniversite dörtte dersimize gelen rahmetli mithat melen (siyasetçi ferit melenin oğlu) bunu bize anlatmayı şiar edinmişti.. ve verdiği örnek çok çarpıcıydı.. şimdi diyordu hoca diyelim londrada evi olup ta kiralamak isteyen biri var.. ve nişanlı bir çift geliyor, 400 pounda anlaşıyorlar.. sonra hop başka biri çıkageliyor ve 500 pound teklif ediyor.. bu durumda londralı ev sahibi gençlerle yaptığı 400 poundluk anlaşmayı bozmayı aklına bile getirmez.. anlaşma anlaşmadır.. 

zate liberal ekonomi ve serbest piyasa sözleşmeler evrenidir.. yoksa işlem maliyetleri alır başını gider.. (işlem maliyetleri anlayışını en kalbi duygularımla selamlar) üstelik bu akitlerin yazılı olması da iktiza etmez.. yani bizde uygulanan kapitalizm de tıpkı diğer şeyler gibi kuru bir kabuk.. tıpkı "öğrenciyi sevmek, gençleri desteklemek gerekir" kuralının sadece dilde bir tekerleme olmaktan öteye gitmemesi gibi.. içi boş bir hamaset yani yaşadığımız.. aklıma nedense şener şenin mesudiyeli mesut filmindeki  (1.35.00'de başlayan) repliği gelir hep böyle durumlarla karşılaşınca..  efsane repliği yazacam günlük şuraya: 

"Mesudiyeli mesut, ne kadar küçük bir dünyan varmış. gerçek sandığın hiçbir şey gerçek değilmiş. kızının sevgisi… karın… hepsi ne kadar kolay yıkıldı. Beni sevseydiniz be, beni mesut olarak sevseydiniz, milyarder olarak değil… Ne milyarmış ama şu milyar, daha elimize geçmeden herkesin iç yüzü ortaya çıktı. Bir de cebimizde olduğunu düşünün, insan ŞEFFAF bir hale gelirdi, aynada bile göremezdik kendimizi!




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bulgular ormanında özü başına (beni denetim mezarlığına gömün bölümünden)

andrea corr

bakırköydeydik çok emindim