elveda Ramazan

gidiyorsun gene.. aziz misafir.. bu sene geçen yılki gibiydi yine.. hatta daha kötü.. onun için seni gereği gibi ağırlayamadık..😌 hay huyla geçti gitti iftarlar sahurlar.. günler günleri kovaladı.. ve ben hep özledim.. o görkemli karşılayışlarımızı seni.. neydi o günler bea.. neredeyse eve gelmezdik dışarıda iftar yapmaktan arkadaşlarla, eşle dostla, akrabalarla.. beyazıt, kadıköy, eyüpsultan, beykoz, çatladıkapı.. ve tabii ki biricik, küçücük sirkeci💓..

istanbulun misafir odası olan sirkeci-eminönü.. sirkecide iftar bambaşkaydı.. lokantalar sokağında ne de mutluyduk.. akşamın perdesi inerken sirkecide arkadaşlarla ne de neşeliydik.. biri çıkıp "ilerde bir virüs gibi bi şi çıkacak evden kafanızı çıkaramayacaksınız" dese "dayı sen ne diyon ya" deyip basardık kahkahayı.. ama bak oldu işte.. iki yıldır seni böyle karşılıyoruz.. korka korka böcek gibi pide almaya gidiyor, marketin tenha saatlerini kollamaya çalışıyoruz.. artık ne dost iftarları var ne de akraba.. herkes kedi kendine.. "nefsi nefsi" denen zamana geldik sanki.. 

bazılarının işine geldi ama bu durum.. fena halde sevindirdik oldular.. yoo yoo yoo egemen güçlerden bahsetmiyorum (onlar zaten zil takıp oynuyorlar..) kendi bahçemizdeki çocuklardan bahsediyorum.. z kuşağı olanlardan.. akrabadır, iftardır şudur budur bilmeyen zavallıları söylüyorum.. onlar bayağı mutlular.. küçük bireysel hayatlarında kardinalistleri sevince gark edecek şekilde marjinal faydalarını maksimize etmekle meşguller.. biricik kendileri ile baş başalar.. biricik kendileri ve en kutsal varlıkları olan cep telefonları ile.. artık her şey bu 5,5 inçlik kutunun içinde onlar için.. tam istedikleri gibi.. özetle yalnız kaldık Ramazan.. herkes yalnız artık onun için seni sönük bir şekilde ağırlayabildik.. mahyalar, dualar vb. her şey uzaktan ve sadece bir görüntü.. bir tıklık canı var her şeyin..

bireysel tüketim kültüründe akrabalık ve hatta arkadaşlık ilişkilerine yer yok.. kalabalık iftarlar istenesi bulunmuyor.. corona işte tam bu noktada ekmeklerine yağ sürüyor bahsettiğim zevatın.. bu illet geçse de artık eski hale dönmek zor.. eski hal muhal ya yeni hal veyahut izmihlal demiş ya şair.. işte o hesap..

kusura bakma Ramazan seni sıktım belki bu dertleri anlatarak.. ancak neden eskisi gibi gülmüyorsun diye düşünürsün belki diye anlatayım dedim.. yoksa seni çok seviyoruz.. gelişinle mutlu olduk.. sahur ve iftarlarla ruhumuz şenlendi.. insan olduğumuzu hatırladık.. kul olduğumuzu idrak ettik.. en önemlisi faniliğimizi anladık.. şimdi gene gidiyorsun.. ayrılık vakti geldi.. gene gel olur mu?.. 10 gün daha erken gel.. gene gel ve bizi gene bir arada bul.. eksilmeden artarak.. ve inşallah bu kez gelişinde kalabalık iftar sofraları kurabilelim.. tam istediğin gibi.. eski anılar canlansın yine sofralardan.. dostluk buğusu sarsın her yeri.. sirkecide başımız üstünde uçuşan kuşlar imrensin bize.. ve hatta herkes.. Ramazana kavuşmuş neşe içinde iftar yapan bu talihlilerde kim desin..

 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bulgular ormanında özü başına (beni denetim mezarlığına gömün bölümünden)

andrea corr

bakırköydeydik çok emindim