23 nisan geldi..
23 nisan bir milletin kaderindeki ciddi kırılma noktalarından biri diye düşünüyorum günlük.. bunu biraz bizim klasik davranış kalıplarımızla da bağdaştırmıyor değilim.. her şeyin bitti sanıldığı bir anda gösterdiğimiz direnç.. geri dönüş yani.. benzerleri tarihimizde epeyce var.. ancak 23 nisanla neticelenen süreci en fazla ergenokandan çıkış öykümüze benzetiyorum.. özetle, düşmanlar tarafından hapsedildiği dağlarla çevrili bölgeden, düşmanların yok olduklarını zannettikleri bir anda ve üstelik dağı eriterek (babam demirci olduğu için bunun yeri ben de apayrıdır) çıkmalarına yani.. 23 nisan öncesindeki durum da bu destana epeyce benziyor aslında.. her şeyin bittiği sanıldığı bir anda bir avuç vatan sever Mustafa Kemal’in çevresinde bir araya geliyor.. sıkı bir yumruk gibi.. ve bu yumruk çok sert patlıyor.. arka arkaya.. önüne gelene..
bir de hoşuma giden meclis geleneğinin olması aslında günlük.. Türklerde eskiden beri bir şura kültürü var.. netekim Attila’nın bile han olmak yerine “benim babam hun budunuydu (bir nevi mebus yani)” şeklinde öğünmesi bu bağlamda önem kazanıyor.. tarihte zaman zaman ihmal edilse de -ve bunun acısını çok çekilse de- genelde meclis olayı var, farklı adlarda bizde.. üstelik İslam’a da uygun olan bir davranış.. Kur’an’da Peygamberimize (SAV) bile etrafındakilere danışması buyuruyor netekim..
geçen yıl 23
nisan kutlamaları daha doğrusu hazırlıkları biraz daha etkiliydi.. trt başarılı
bir prodüksiyonla çekmiş olduğu ya istiklal ya ölüm dizisini oynatmıştı nisan başından itibaren..
ilgiyle izlemiştik.. önemli mesajları vardı dizinin.. gerisini beklerdim
aslında.. şimdi de çekilse geç kalınmış olmaz..
Yorumlar
Yorum Gönder