bir fotoğrafın hatırlattıkları...
bir fotoğraf paylaştım milletin anıları canlandı günlük.. çok sevdiler herhalde.. belki kendilerini buldular.. vapur, boğaz ve Eminönü fotoğrafları her daim ilgi çekici oluyor.. zaten İstanbul dediğin yerde buralar.. yoksa büyükyalı, batışehir 😆gibi trajikomik bir şekilde yeni yeni uydurulan bir çok proje/bölgenin istanbulla uzaktan yakında bir alakası yok.. bence artık bu duruma bir son verilmeli ve istanbulun sınırları net olarak belirlenmeli.. haa bana sorarsan İstanbul sadece sur içi olmalı.. buna, yani eski tabirle nefsi-i İstanbul denen yere eyüpsultan, galata ve üsküdarı ekleyebiliriz belki (yine eski tabirle bilad-ı selaseyi yani).. ancak bu çok gerçekçi olmadığından hinterlandını içine alabiliriz şehrin sınırlarını belirlerken.. neresi mi olmalı?! dersen batıda küçükçekmece doğuda libadiye arasındaki bölge cevabını veririm.. neye göre mi? tabii ki paşa gönlüme göre.. 😍bundan daha fazlası mantıksız ve imkansız gibi geliyor bana.. gerek şehir yönetimi ve gerekse de tarihsel açıdan..
neyse dönelim fotoğraflara.. birkaç yıl öncesine ait.. pandemisiz bir öğleden sonraya.. her yer mavi yani.. vapurla geçmişim karşıya muammer babayla buluşmuşuz ve iliklerimize kadar yaşamız istanbulu.. yani eminönünü.. eminönü öyle böyle bir yer değil hani günlük.. sana nasıl desem.. binlerce yıllık tarihin ayak sesleri duyarsın farkında olmadan.. o hissiyat çepeçevre kuşatır seni.. inanır mısın ben bu hissiyatı taa çocukken duydum ve duyuş o duyuş.. hala heyecanlanırım, sevinirim eminöne gideceksem.. bir bayram yerine gitmek gibi.. hayal meyal hatırlıyorum çocuktum.. o zamanlar çemberlitaştan filan otobüs geçiyordu ve öyle varıyorduk eminönüne🚍.. babam götürmüştü gezmek için ve otobüs beyazıta doğru çıkarken hayran hayran bakmıştım parıl parıl parlayan dükkanların vitrinlerine ve beyazıt cami önündeki turist otobüslerine.. sonra da eminönü meydanına.. yeni camiye.. güvercinlere.. sonra değişik vesilelerle hep gittim geldim, inanır mısın hiç bıkmadan usanmadan.. belki de Topkapılı olmanın etkisi vardır bunda günlük.. ne dersin haa haaa..😃 Topkapı çocuğuyuz evelAllah.. topkapıyı biraz da kendisini ötelere uzanan bir eksenle eminönüne aksaraya bağlayan bir ahtapot olarak gördüm.. (topkapıda oturup ta) emnönünde çalışanlar her gidip geldiklerinle biraz daha perçinliyorlarmış gibi düşündüm.. bu bağlamda eminönünü eminönü yapanında da bir ölçüde bu kişiler olduğu muhakkak.. ve bunlar arasında –bir zamanlar Sirkeci’de dükkanları olan- Selma Ablamla Sedat Abim en fazla öne çıkanlardır.. Eminönü bir parça da bu kişilerle özdeştir.. kimin için mi özdeştir.. tabi ki de benim için a günlük.. John Leshiba Moshoeu için olacak değil ya.. ahh ahh bir iki fotoğraf paylaşımı bana neler hatırlattı.. ne demiş şair:
"İlkbahar, yaz; mevsim, mevsim
Birkaç mektup, birkaç resim
Yıllar geçse o bir isim
Unutulmaz, unutulmaz"
Yorumlar
Yorum Gönder