iç denetim ve yolsuzlukların bildirilmesi meselesi etrafında

eskiden günlük önceki iç denetim rehberlerinde usulsüzlüklerin bildirilmesi adlı bir rapor formatı mevcut idi.. denetimde bu tip bir durumla karşılaşırsan bu rapor aracılığı ile olanı biteni bildirirdin.. ve aksiyon alınmasını beklerdin.. “bazen” alınırdı da.. sonraları yayımlanan rehberlerde bu format buharlaştı.. netekim halihazırdaki iç denetim rehberinde konuyla ilgili sadece; "İDB’ler, denetim (güvence) ve danışmanlık faaliyetleri dışında başka adlarla faaliyet yürütemez; sadece yolsuzluk ve usulsüzlüklerin üst yöneticiye bildirilmesi amacıyla inceleme faaliyeti yürütebilir ve inceleme raporu (examination report olayı)  düzenleyebilir" ifadesi var..

yine bu bağlamda –teknik olarak tartışmalı da olsa- kamu iç denetim genel tebliğindeki şu düzenleme de önemli: “(5) Kanun ve Yönetmelik hükümlerine göre iç denetçilerin görevleri arasında, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun kapsamında ön inceleme ile personel mevzuatı uyarınca disiplin soruşturması yapma görevi sayılmadığından; iç denetçilere, personel mevzuatı uyarıca disiplin soruşturması ile 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca ön inceleme görevi verilmeyecektir.

geçen bir vesileyle muaasssebe denetmenliğinden devrem Serkan (Ağdeniz) ile konuşurken bu konuyu düşündük.. acaba bu formatın kalkmasının gerisinde bizim zaten böyle bir çalışma yapmamızın istenmiyor oluşu mu vardı?.. yani bırakın bunu teftişçiler yapsın siz denetim yapın muhabbeti mi etkiliydi.. öyleyse, bir bakış açısını yansıtması açısından anlaşılabilir.. ancak etkili olur mu bilmem.. yani böylesi bir format mutlaka bir ihtiyaca binaen konmuştu.. o halde şimdi bu ihtiyaç ortadan kalmış mıydı?. sanmıyorum.. üstelik bu tür bir bildirimin iç denetim mantığına ters olduğuna da katılmıyorum.. olsa olsa denetim programını aksatır.. o da çok “irapta mahalli olan” bir husus değildir kanımca.. 😀

olayın usule müteallik problemleri şöylece sıralanabilir: bu raporlar içden’e işlenecek mi? işlenecekse neresine işlenecek? işlenirse kvkk –bu mevzuatın yanlış uygulandığını, pek çok şey gibi abartıldığını düşünmüyor değilim günlüğüm- ile ilgili bir çorap örme durumu olmaz mı?

bu noktada bence en önemli husus böylesi bir durumla karşılaşıldığı zaman ne yapılacağı.. bu tür sualler zaman zaman geliyor sahibine günlük.. çok bildiğimden değil uzunca bir zamandır ortalarda gözüktüğüm için😋.. sanırım en iyisi eski formatı sürdürmek ve durumu nazikçe bildirmek.. bildirim nazik olmalı.. yani geçmişin hayaletini anımsatan "kafa kopartacı ifadeler" olmamalı diye düşünüyorum.. salt bir tespit olmalı.. hukuki mütalaadan kaçınılmalı.. o boyutunu teştişçiye bırakmalı.. ve yine netekim 1210 nolu yetkinlik başlıklı iç denetim standardındaki “1210.G2 - İç denetçi, yolsuzluk belirtilerini tespit edebilecek yeterli bilgiye sahip olmalıdır. Ancak iç denetçinin, esas görevi ve sorumluluğu yolsuzlukları tespit etmek ve soruşturmak olan savcı ve polis gibi kişilerin uzmanlığına sahip olması beklenmemelidir.” ifadesi bu bağlama işaret etmektedir...




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

666 gölgesinde iç denetçi

bulgular ormanında özü başına (beni denetim mezarlığına gömün bölümünden)

andrea corr