iç denetçinin en temel paydşı

iç denetçinin temel paydaşları kimler sevgili günlük?.. bir üniversite iç denetim birimi özelinde düşünecek olursak ne cevap verilebilir bu soruya?.. paydaş maydaş gibin kavramlar özellikle stratejik plan bağlamında şey ettirilen kavramlardan.. ve bu faaliyet tüm kamuda dönem dönem depreştiğinden bu ve benzeri kavramlarla ilgilenmek durumunda kalıyor, çok sayıda form neyin dolduruyoruz.. "sizce en önemli paydaşınız kim ve dahi etki derecesi ne?.." bu soruyu özelde –dediğim gibi üniversitedeki- iç denetçiler için düşünecek olursak.. öğrenciler mi, idari personel mi, akademisyenler mi yoksa üçüncü taraflar mı?.. ben önceleri bu soruya (öncelik idari de olmak üzere) personel diye cevap veriyordum ve yanıtıma imancım tamdı..
öyle ya biz idarelerin faaliyetlerine değer katmak için buradaydık.. faaliyetleri ise personel ifa ediyordu.. öyleyse biz aslında personele değer katmak için buradaydık şeklinde–biraz da kendi kendime gelin güvey olaraktan- düşünce sürecimi tamamlıyordum.. buna karşılık son stratejik plan toplantısı bu kanaatimi sarstı.. neden personel ki?.. aslında öğrenciler olmalı diye fısıldadı bir ses içimde.. ve ilk düşüncem giderek buharlaşmaya başladı..
bu yeni ses kendini şöle meşrulaştırıyordu: madem burası öğrenciler için var.. öyleyse bizim esas paydaşımız onlar.. ancak bu kabul de beraberinde bir dizi sorun getiriyor.. acaba öğrencilerin taleplerini nasıl alacağız ve yanıtlayacağız?.. yapabilecek yetkinliğimiz var mı? bunu en kolay idari süreçlerde öğrencilerin temsil edilmesini önerme ve buna ön ayak olma biçiminde yapabileceğimizi düşünüyorum.. misal yeni bir kampüs/bina/derslik/laboratuvar/spor parkuru tasarlanırken öğrencilere sormayı –misal bir anketle- önerme; okuldaki denetim ve denetime yakın kulüpleri destekleme, kısmi zamanlı öğrencilere denetim biriminde yer verme, karar alma noktalarına öğrencilerin katılımını tavsiye etme biçimlerinde bunları gerçekleştirebiliriz..
üniversiteye iç denetçi olarak atandığımız ilk dönemde -bu yönde düşünen duayen iç denetçi- Fahreddin Üstatla iç kontrolle ilgili fakültelerde gerçekleştirdiğimiz denetimlerde mutlaka öğrencilerin de görüşlerini alırdık.. özellikle açık uçlu sorular çok ufuk açıcı cevaplarla dolu olurdu.. bunlara mutlaka raporda yer vererek “asıl” paydaşlarımızın sesini yukarıya duyurmaya çalışırdık.. sonra bu çizgiden uzak düştük bence.. halbuki ne yaparsak yapalım işin odağında öğrendi olmalı hep.. araştırma üniversitesi olmak için de (araştırmacılarınızı kendi alt yapınızdan yetiştirdiyseniz bir anlamı olur keza) toplumsal itibar için de bu böyledir.. bir üniversitenin en büyük itibar kaynağı yetiştirdiği talebelerin toplumda edindiği yerdir..
ve biz iç denetçiler için temel paydaş olarak öğrencileri seçmek amacımızı daima hatırlamamamıza yardımcı olacaktır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

mesleğin adı

666 gölgesinde iç denetçi

#iyikiKIDDERvar