Sizden Yeterince Faydalanamıyorlar

Geçenlerde duayen bir iç denetim hocasıyla dertleştik, sevgili günlük… İç denetime gerçekten “lazım olan” biriydi. Kamuda – genel olarak – iç denetimden yeterince yararlanılmadığından dem vurdu. Yabancı ülkelerdeki uygulamalarla bizi mukayese etti… Neresinden baksan üzücüydü sonuç.

Ama bir cümlesi zihnime mıh gibi çakıldı:

“Sizden yeterince faydalanamıyorlar.”

Evet, özeti buydu kamudaki iç denetimin. Yeterince faydalanamıyorlardı. Ve neoklasik kurama göre “kıymet, fayda ile ölçülüyordu.” O hâlde… faydasızsak… (neyse, önermeyi tamamlamak istemiyorum.)

🤔 Peki “faydalanmayı biliyorlar mı?”

Hocanın yanından ayrılır ayrılmaz, bu soru dönmeye başladı kafamda: “İç denetimden faydalanmayı biliyorlar mı?”

Misal, ben bir üst yönetici olsam ne yapardım? Başkan Chambers’ın dediği gibi, iç denetçiye güvenilir bir danışman olarak bakardım. Bir dakikasının bile boşa geçmesine izin vermezdim.

Düşünsene… kamuda danışmanlık hizmetlerine ne harcamalar yapılıyor? Halbuki devlet, maaşlı ve kadrolu bir danışman zaten vermiş üst yöneticiye: İç denetim birimi! Ben olsam bu kaynağı sonuna kadar kullanırdım. Sorar, zorlardım. Her aşamada katkı beklerdim. Mesleki gelişimlerinde ısrarcı olurdum. Ve en önemlisi, “yasak savma kabilinden” programlarla vakit geçirilmesine izin vermezdim.

😂 “Bana gözükme de kime gözükürsen gözük”

Ülkemizde iç denetim–üst yönetici ilişkileri maalesef hâlâ tatminkâr değil. Hani Nasreddin Hoca fıkrası vardır ya… Evlenince karısı sormuş: “Hocam, kimlere gözükeyim, kimlere gözükmeyeyim?” Hoca da demiş:

“Bana gözükme de, kime gözükürsen gözük.”

O misal… Bir üst yöneticinin iç denetçilere “Evladım siz kurumu tanıtıyorsunuz, gezin dolaşın; fazla kafayı yormayın işle güçle” dediğini biliyorum. Yine bir başka yöneticinin “Mevzuatta danışmanlıktan bahsediliyor ama hiç bana danışmıyorlar, ne ayak bunlar?” diye bakanlık müsteşarını aradığını da duydum. Hatta “Siz kime bağlısınız aslen?” diye sormaktan kendini alamayanı bile tanıyorum.

🧩 19 yıl sonra hâlâ…

Meslek çıkalı 20 yıla yaklaştı. Ama hâlâ en temel meseleler çözülebilmiş değil. Yine de… benim hâlâ umudum var. Belki bir yerlerde, gelecekte, küçük ama mutlu bir iç denetim birimi vardır. Van Dyck kırmızısı onun rengidir… Çok uzun zamandır yalnız başına yuvarlanıp giden bu birimin yanına, şimdi biraz titanyum beyazı alıyorum… ince spatulayla…

#DenetimKültürü#Yönetişim#KamuİçDenetimi

Yorumlar

  1. Prusya mavisini de unutmamak gerek... Tatlı, şirin sincabın yuvasını kurduğu ağacı Prusya mavisi ile gölgelendirelim..... Şaka bir yana hala temel meseleler çözülemedi ya da çözülmek istenilmedi.... 5018 sayılı Kanun başta olma üzere, mevzuatın amir hükümlerine rağmen İç Denetim kadrolarının %45 olan doluluk oranı zaten bunun en somut göstergesi....İç Denetçiler kurumlarında yalnızlar ve kendi yağları ile kavrulmaya çalışıyorlar.... KİDDER olmasa zaten hepten sahipsiz hissedeceğiz... Bu arada kaleminize sağlık Cem Bey. Mizah en ciddi anlatım şeklidir ve bunu çok iyi yapıyorsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. şirin sincabın evini boyamak için prusya mavisi doğrusu çok isabetli bir seçenek olur Hasan Bey.. 😊 Yorum için teşekkür ederim.

      Sil
  2. Sizi ilk tanıdığımda iç denetimin kurumu ileri taşımak için çok büyük fırsat olduğunu belirtmiştim hocam strateji vizyon içten gelen enerjiyi kurumu ileri taşımak için büyük bir fırsattır kurumsal strateji merkezi kurumsal hafıza dır

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hatırlıyorum Ayhan Bey.. O zamanlar daha heyecanlıydık ve beklentilerimiz yüksekti.. Yine de çalışmaya devam..

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Yazmasanız Olur Mu?": İç Denetçinin Kağıtla İmtihanı

Sürdürülebilir Tüketim: En Yeni Model Çelişkiler

Venedik… tarihin ve suyun kollarında salınan şehir..