çalıştayda ruh halim

günlük selamlar.. sahib’ül günlük (=ben) geçen hafta sonu etkili, dinamik ve ufuk açıcı bir çalıştaya iştirak ettim.. mödavın düzenlediği etkinliğin esamesi finansal olmayan bilgilerin raporlanması ve denetiminde son gelişmeler idi.. hani bizim şu kurumsal raporlamanın gelişme çizgisinde gördüğümüz çevresel raporlama, sosyal sorumluluk raporları, sürdürülebilirlik raporları ve hepsinin baş tacı olarak son “finansal rapor bükücü”😆 entegre raporlama üzerine dolu dolu 3 gün geçirdim.. çok müstefit olduğumu söylemeliyim.. 52 üniversiteden gelen akademisyenlerden kendi kendime haftalarca okuyup –belki- anlayabileceğim bilgiye bir anda (3 gün içinde) gark oldum.. peki ne mi kattı.. biraz sevinç.. biraz hüzün.. biraz telaş kattı diyebilirim..
sevinç kattı sevindirik oldum yani.. ülkem adına ülkemin bilim insanları namına sevindirik oldum.. keza artık dünyada bir mevzuu sadır olduktan yıllar sonra değil adeta eşanlı bir şekilde biz de yeni kavramları konuşabiliyor ve hatta uygulayabiliyorduk.. tecrübeli bilim insanları ile genç olanlar arasındaki diyalog ve etkileşim çok hoştu.. hep birlikte çalıştık.. Cuma akşam saat 8’lere 9’lara kadar herkes kendi konusu ile ilgili verimli bir grup çalışması yaptı.. bu da çok hoşuma giden bir durum oldu yani.. salt monolog değil, tüm katılımcıları aktif kılan bir etkinlikti..        
biraz hüzünlendim.. bu tür etkinliklere daha gençkene katılmak isterdim.. düşünsene günlük üniversiteye gidiyormuşum ya da yeni mezunmuşum da bu tür bir etkinliğe katılıyormuşum.. o zaman görürdün beni.. şimdi yaşın verdiği beyinsel sütlaçlık ve ehtiyarlığın habercisi olan bazı bünye arazlarından mütevellit tam iştirak edemiyorum bu etkinliklere, kendimi bütünüylen veremiyorum yani.. oysa 20’lerde olsam ah ahhh –tıpkı minik tavşanım andrea’nın (the corrs'un solistidir kendisi) söylediği şarkıdaki gibi- derdim:

“So young now
We are so, so young now
And when tomorrow comes
We'll just do it all again”

neyse gençlere gıpta ettim.. haset değil dikkatini çekerim.. “keşke benim olsa” 😋demedim.. sadece gıpta olayı.. sade genç oldukları için değil hem genç olup hem bu tür bir organizasyona katıldıkları için yani.. yolları açık olsun..
başka bir hüzünlenme nedenim mesleğim açısından oldu.. bizim iç denetim alemi olarak böyle konuları ele alıp alamayacağımızı, alacaksak bunun ne zaman olacağını düşündüm.. içim bir tuhaf oldu.. daldım gittim uzaklara.. taşınır, ekders, ihale denetiminden kurtulduğumuz güzel günleri düşündüm.. düşündüm ve içimdeki çocuğa gülümsedim..😢 kimse görmedi merak etme, sahibini bunu yaparken..
telaşlandım sonra.. çünkü entegre rapor tez konum olduğu için sahiplendim.. kim ne yapmış ne yapmamış.. ben ne yapabilirim.. ne kadar yapabilirim diye hep hesap yapıp durdu beynim.. orijinal bir şey söyleme baskısı bir yumruk gibi geldi durdu boğazımda.. uyurken bile bunu düşündüm.. işte o zaman birden gözümün önünde birden bire içine girdin miydi çıkmak istemeyeceğin bir bahçe belirdi.. buna mukabil iyisini yapma telaşesi de içimi bir yangın gibi yaktı geçti..   
bir çalıştay.. geri dönülemez yıllar.. kurulan hayaller.. parıldayan yüzler ve de titreyen bir mum ışığı gibi ati..  



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

mesleğin adı

666 gölgesinde iç denetçi

#iyikiKIDDERvar