denetim günlükleri: bulguya itirazın nedenleri

Bulguların paylaşımında kaldıydık en son sevgili günlük.. yani bulguya karşı dirençten başka bir deyişle.. burada biraz empati yapasım geldi nedense.. acaba neden bulguya direnç gösterilir.. çoğu kez her şey ayan beyan belli olsa da hangi sebep denetleneni böyle bir davranışa yönlendirir?.. acaba içinden ne düşünmektedir?.. gerçekten inanmamakta mıdır?.. yoksa bal gibi inanmakta ve fakat yine de muhalefet mi etmektedir?.. bence yüzde 99’u ikinci gruba giriyor.. peki ama neden böyle olur?.. zaten asıl sorun burada.. bunun bir çok sebebi olabilirse de ben şimdi bir iki neden üzerinde durmak istiyorum.. muhalefetin nedeni bir tür çaresizlik olabilir.. bu durumda denetlenen yazılanların doğru olduğunun farkındadır.. ancak çözecek kudret elinde olmadığından muhalefete yönelmektedir.. keza "süreç" denetlediğimiz o birimde tamamlanmamakta, bir çok birimi yataylamasına kesmektedir.. süreç bilinci oturmadığı içün (ki bu durum iç kontrol zafiyetinin bir numaralı göstergesidir) bir çok birimi ilgilendiren –çoğu kere de genelde haklı olarak her denetlenen olayın büyük bölümünün kendi dışındaki birimleri ilgilendirdiğini düşünür- bir sorunun çözülemeyeceğine inanılmaktadır.. bu aslında kaynak bağımlığı teorisi bağlamında da ele alınabilir.. şöle ki denetlenen problemi çözebilecek kaynaklara sahip değildir.. mesele bir çok birimin ortak çalışmasıyla (ki iş dünyamızdaki en zayıf halka ekip çalışmasıdır) halledilebilecektir ve hiçbir amir de kendi tasarrufu altında olmayan bir kaynağa (eleman, para, ekipman) dayanarak işe girişmek istemez.. yine aynı bağlamda hareket edecek olursak, bazen çözüm çok daha üst birimlerin katılımıyla çözümlenebilir niteliktedir.. ve yukarıya sorun iletmek pek sevimli bir şey olarak algılanmadığından palyatif önlemlerle mesele geçiştirilir.. çözül”müş” gibi yapılır.. yahut muhalefetin sebebi bulgunun kabullenilmesiyle birlikte doğacak iş yükünden kaçınma isteği olabilir.. bu lafargue’nin (marxın damadı ve tembellik hakkı kitabının yazarı) “…çalışma, her türlü düşünsel yozlaşmanın, her türlü örgensel bozukluğun nedenidir.” bağlamında olmasa da dertsiz başına dert almak, eski köye yeni adet getirmek biçiminde algılanan bir tutumdur (ve ciddi karşılığı bulunan bir örüntüdür).. kapalı yönetsel sistemler bu bağlamda hareket ederler.. her şey şeffaf olduğunda, insanların bir sorun karşısında kime gideceklerini bilmesi tek taraflı lütuf anlayışını yönetişime evirecektir.. bu da beraberinde talepleri getireceğinden iş yükü artacak, baskı yoğunlaşacaktır.. bir çok nedenden bu ikisi bağlamında meseleyi ele almak basit ancak davranışsal denetime katkı sağlamanın yanı sıra, biz denetçiler için de empati kanallarını açacak bir ufuk sunmaktadır…


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bulgular ormanında özü başına (beni denetim mezarlığına gömün bölümünden)

andrea corr

bakırköydeydik çok emindim