denetim günlükleri: kriter ne olmalı


kriterin ne günlüğüm.. evet hayatın her alanında önemli olan bu husus iç denetimde bir ayrı önemli kanımca.. bildiğin üzre bizim raporlarda kriter diye bir bölüm var.. eskiden muaassseeebe denetmeni iken de adını anmadan da olsa yine belirtiyorduk kriteri hani.. “falanca kanunda şöle şöle deniyor.. bilmem ne adlı tebliğin… “hükmü gereğince..” tebliğin “şu bu ifadesince” şeklinde uzuuuun uzun anlatıverdiğimiz.. sonra modifiye ettiler yeni meslek mucibince.. ve dahi hususi bir bölüm açtılar hemi de “kriter” başlıklı.. evvelleri yine bu bölümü uzuuun uuzun yazdık doldurduk.. elimizi korkak alıştırmadık.. adeta mevzuatla dövdük denetleneni.. ancak çok geçmeden eleştiler geldi okurlardan “yahu kardeşim çok uzun yazınıyonuz, sıkıcı oluyor” yollu.. bunun üzerine müşteri her zaman haklıdır fehvasınca çeki düzen verdik kendimize.. misal memleketin en sevimli iç denetim birimi olaraktan bir toplandık pir toplandık karar verdik.. bundan kelli kriteri köküne kadar yazmayalım.. 657 sayılı kanunun falanca maddesi.. 5018 imizin şu maddesi.. gibi kestirip atalım dedik.. öyle ya rapor okuyan mevzuata yabancı olmasa gerek.. mevzuata yabancı bile olsa google emmiye yabancı değildir herhal yaklaşımı vardı bu düşüncenin gerisinde.. ve gene bu toplantılarımızdan birinde memleketin en güzel tebliğine mutlaka atıf yapma kararı aldık: kamu iç kontrol standartları tebliğine.. ki geçen bi vesileyle tebliğ hakkında konuşurken (evet biz bazı arkadaşlarla oturur böle mevzuat üzerine ontik, sempatik ve de empatik sohbetler yaparız günlük, lütfen şaşırma buna) sevdiğim bir arkadaşım “en etkileyici mevzuat bu bence” deyiverdi de kalbimin yağları erir gibi olmuştu💓, o şan ve şeref dolu günlere gitmiştim.. 26 aralık 2007 tarihine o kritik kırılma anına.. tebliğin yayınlandığı tarihe.. bin iç denetçi o dönem çocuklar gibi şendik ve bin iç denetçi o gün dev gibi bir orduyu yenebileceğimizi zannetmiştik..😞 bu karar yani iç kontrol standartlarına mutlak atıf kararı çok isabetli olmuştu günlük.. herkesler tebliği duymuştu böylece.. ve gerçekten de bambaşka bir pencere açtı hem denetim anlayışına ve hem de kamu yönetim anlayışına.. etik değerler, görevler ayrılığı, risk olgusu girdi günlük dillere.. artık etik lafı geçmeyen gün kalmamış, kontrol stratejilerinden dem vurur olmuştu yönetimler.. bir kere tanımı çok güzeldi “mali ve diğer kontroller bütünü” şeklinde bir hocamızın deyimiyle kanaviçe gibi işlenmişti.. ancak gel zaman git zaman sonraları acaba bu kadar anılması doğru mu diye düşünmeye başladık.. daha doğrusu böylesine çıplak böylesine göze sokar gibi anılmalı mıydı acep?.. yoksa zaten her biri bir kontrol önlemi olan mevzuat ve idari diğer düzenlemelere mi yedirmeliydik.. öyle mi anlatmalıydık.. belki de bu çok daha başarılı olurdu.. sütteki kaymak metaforu bağlamında hareket etmek yerine iç kontrolü sanki idareden bağımsız bir yapıymış gibi tasavvur etmek irrite edici bir niteliğe bürüdü sanırım kriter bölümünü.. işte böle günlük kriter önemli ancak suhuletle ve uhuletle iş yapmak daha önemli sanki.. ve biz çılgın iç denetçiler için bu iç konuşmalar yapıcı tatminsizlikten başkası değildir umarım...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bulgular ormanında özü başına (beni denetim mezarlığına gömün bölümünden)

andrea corr

bakırköydeydik çok emindim