kent günlüğü: ikindi'ye

ne sabahın mahmurluğu ne de gecenin huzuru.. hiç bir vakti ikindi sonrasına değişmem.. yavaşça kaybolurken güneş, evlerine gitmek için toparlanırken insanlar.. bir günü daha geride bırakmış olmanın hüznünü duyumsarken.. ve tek başına dinlerken.. işte ikindi o zaman ikindidir.. bedenimin yorgunluğuna inat ruhumun dinginliğe ulaştığı zaman.. ve fani olmanın dayanılmaz hafifliği ve uzaktan görünen anılar.. ve usulca binen yolcularıyla umarsızca yol alan vapurlar.. biraz sonra evde olacak olmanın huzuru, gidecek bir yerin ve seni bekleyenlerin bulunduğunu bilmenin mutluluğu.. giderek kararan hava.. hafifçe üşüten rüzgar.. başarısızlıklar, hayal kırıklıkları, üzüntüler, kavgalar.. ikindinin engin gönlünde hep af edişler.. hep umutlar, hep göz yaşları, hep dostluklar, hep çocuk olmak.. hep ikindide olmak...

Tanpınarın deyişiyle;

"Karışan saatler içinde hâtırana 
Bazı sabahlarla ikindiler yan yana, 
Değişik gülleri sanki tek bir baharın; 
Bâkir hülyasıyla beyaz ve ürkek yarın, 
O sükût bahçesi, ufkunda kuş yerine 
Hasret kanat çırpar düşünen ellerine..."


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bulgular ormanında özü başına (beni denetim mezarlığına gömün bölümünden)

andrea corr

bakırköydeydik çok emindim