kitap kritiği: eski İstanbul Ramazanları
Ramazan
11 ayın sultanı.. maddi, manevi faydaları kelimelerle anlatılamayacak huzur
ayı.. bu duygular Eski İstanbul Ramazanları kitabında yüksek bir zevk ve huşu
ile daha da önemlisi sevgiyle anlatılmış.. tabii ki Halit Fahri Ozansoy'un
çekici üslubuyla.. hemen her Ramazan bir kere okurum bu eseri.. ve her
okuyuşumda yeni bir pencere açılır adeta.. bir dönem bilmeden anlamadan okuyup geçtiğim
bir kelime (misal pitoresk) üzerinden bir yıl geçtiğinden bir sonraki bilerek
okuyuşumla anlama bürünür.. Ramazan hazırlıkları, eski zaman adetleri,
insanların davranış kalıpları oldukça ayrıntılı anlatılır.. bu anlatıda yazar
oldukça kapsayıcıdır.. yani ramazanın gelmesine sevinenler kadar, “yevm-i şek”
dolayısıyla sevinenlere de yer verir.. zaman zaman dönemin siyasi yapısı da ele
alınır kitapta.. baskıcı bir dönemde yaşayan toplum için ramazanın bir deşarj
olma işlevi üzerinde durulur.. ki bu sayede İstanbul halkı gece sokağa
çıkabilir ve etkinliklere katılabilir.. yine bu bağlamda kadınlar ve erkekler
daha serbest bir ortamda görüşebilme imkanına kavuşur.. kitabın oruç yiyenler
hakkındaki bölümü -özellikle de Rıza Tevfik’in oruç yerken polisçe gözaltına
alınması sırasında yaptığı Yahudi taklidi- oldukça ilginçtir.. ramazanlardaki
eğlence hayatını süsleyen karagöz, meddah, orta oyunu, kuklacılar, meddah
kahveleri eserde epeyce ayrıntılı işlenir.. diş kirası gibi gelenekler ve yeri
geldikçe İstanbul yangınları gibi konular hakkında da önemli ipuçları verilir..
kitabın en önemli özelliği içtenliği.. bizim insanımızı gene bizim insanımızın
diliyle anlatıyor.. eski Ramazanlar neymiş diye sorup duranlar için okunması
gereken bir eser..
Kime göre neye göre eski ramazanlar insanlar yaşlandıkça eskiyi ozler oluyor.Bence asıl herkes çocukluğunu ozluyor��
YanıtlaSildoğru söylüyorsun Suatçım.. ben de en çok Topkapıda çocukken yaşadığımız Ramazanları özlüyorum...
Sil