denetim günlükleri: iç denetimin olgunluk düzeyi


dikkat ettim de “olgunluk düzeyi” hep iç denetim dışı unsurların bağımsız değişkeni olarak ele alınmakta sevgili günlüğüm, canım benim😗.. kurumun olgunluk seviyesi, iç kontrol sisteminin olgunluk seviyesi, kurumsal risk yönetiminin olgunluk düzeyi gibi.. buna mukabil iç denetim biriminin (bu birim lafına da iyi uyuz oluyorum; her nedense önemsizleştirici bir mahiyet canlanıyor birim deyince gözümün önünde) olgunluk düzeyi ne acaba ya da ne kadar diye düşünen pek az.. oysa biz tüm olguları hep iç denetime göre ele almalıyız.. adeta bütün olgular iç denetimin içinde erimiş, tek renge dönüşmüş gibi olmalı J.. her neyse nasıl ölçeriz bir iç denetim biriminin olgunluk düzeyini.. bazı kriterler akla geliverir hemen.. söz gelimi iç denetçilerin sertifika düzeyleri, türleri, denetim tecrübeleri, belki yabancı dilleri, kalite güvence programının olması, dokümantasyon, stratejik planla uyum; ya da birimdeki iç denetçilerin çeşitliliği misal BT denetçisi, teknik denetçi, hile denetçisi vb barındırması şu bu.. bunlar güzel kriterler hani.. söyleyecek bir şey yok.. bir bölümü de olgunluğu oldukça soğuk ve iç denetim sanki kurumdan müstakil bir olgu “gibin” değerlendiriyor.. IIA’in yazının sonundaki çalışmasında görüleceği şekilde*.. ne var ki bence bunlar hep eksik.. ve bütüncül (holistik) bakış açısından uzak yaklaşımlar.. görüşüm bu hususta klasik ikisatçılar gibi: “kıymet faydayla ölçülür” o halde iç denetimin olgunluğu onun sağladığı faydaya bağlı olmalı.. somutlaştırırsak; çok donanımlı, son derece farklı disiplinlerden gelen ciks bir iç denetim kaynağınız olabilir.. ancaaakk bu iç denetçiler kurumlarından kopuk, kendi hallerinde, antin kuntin kavramlarla kendi aralarında kapalı devre yayın yapıyorlarsa iç denetim kaynağının olgunluk seviyesinin pek yüksek olamayacağını söyleyebiriz.. bu tıpkı bir zamanlar dilimize pelesenk olmuş mahmut tuncerin “ya neyin var mı?.. şekeri var mı?.. unun var mı?.. ne duruyorsun helva yapsana” deforme türküsüne benzer.. yani elemanlar iyidir, donanımlıdır ve fakat kurumuyla frekans sorunu vardır.. bunun göstergesi ne olabilir, somut olarak, diye düşününce.. çok basit olarak idarenin herhangi bir birimi yahut kişisi size gelip rahatlıkla, çekinmeksizin mevcut ya da olası bir sorunla ilgili bir şeyler sorabiliyorsa o vakit orada yüksek olgunluğa işaret eden güçlü emareler var diye düşünebiliriz.. bunun karşılığında insanlar denetçiyle karşılaşmaktan korkar bir haldelerse ve bırakın kendiliğinden soru sormayı, denetimde bile “aman bunlara bir açık vermeyeyim, hiçbir şey kaçırmayayım ağzımdan” tarzında sanki rıza babanın ekibi tarafından sorgu odasına alınmış intibasını sergiliyorlarsa o kurumda da iç denetimin olgunluğu –isterse tüm denetçiler cia lı cisa lı olsun- yerle yeksandır diyebiliriz.. öyleyse tüm maharetimizi mevcut un, yağ ve şekerden “güzzel” bir helva yapmak için seferber etmeye hasretmeli, olgunlaşmalı ve olgunlaştırmalıyız.. 
olgunlaşalım olgunlaştıralım/dünya kimseye kalmaz😂


Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

bulgular ormanında özü başına (beni denetim mezarlığına gömün bölümünden)

andrea corr

bakırköydeydik çok emindim