denetim günlükleri: bağımsız ve tarafsız mı?
evet
günlük en son -şu tarafsızlık ve bağımsızlık formu- konumuzun bu kez esasına
yönelik boyutunu ele alacak olursaaakkk.. dediğim gibi burası biraz netameli
mahiyette tezahür ediyor.. ama olsun madem ki iç denetim yazıyoruz.. bu
baziçede geri durmak olmaz.. yandan kıvırtmak bize yakışmaz.. nedir bu
bağımsızlık tarafsızlık peki ve iç denetimde bu ne kadar olabiliyor?.. olayın
çok basit düzeyden kaotik denebilecek seviyelere kadar farklı türleri var..
söz gelimi bir çay içmek tarafsızlığı bozar mıdan yukarılardan gelen bir terfii
teklifi (yahut bir tehdit) karşısında nasıl davranmalıyıma kadar geniş bir
yelpaze söz konusu.. önce kavramlarda anlaşmak gerekir.. bağımsızlık dışsal bir
olgu.. yani denetim biriminin hiçbir yere –fonksiyonel anlamda tabii ki de; aksini
düşünmek saçmalık olacaktır- bağımlı olmaması demek.. buna mukabil tarafsızlık
içsel bir olgu.. yani denetçinin önyargısız, çıkar çatışmasına girmeden görev
yapması.. bu bağlamda bağımsız olmayan denetçinin tarafsızlığının mümkün
olmadığı hipotezini ortaya atabiliriz.. peki her bağımsız tarafsız mıdır?.. bu
soruya cevabım elbette hayır olacaktır.. evet tarafsızlık için bağımsızlık bir
gerekli şarttır (musttır yani) ammavelakin kişinin içine tarafgirlik girdiyse
eğer ne kadar bağımsız konumlandırırsanız konumlandırın tarafsız olamayacaktır..
peki bir iç denetçi için tam bir bağımsızlık ve tarafsızlık ne kadar mümkün
olacaktır?.. somut gidelim: denetlediğiniz kişilerle birlikte neredeyse her gün aynı
mekanda yemek yiyor, aynı servise biniyorsunuz.. aranızda sosyal bir bağ, bir aşinalık olmayacağını iddia edebilir misiniz? ya da diyelim ofis için bir
bilgisayara ihtiyacınız oldu ve size satın alma birimi depodan bir bilgisayar
gönderdi ve fakat bu bilgisayar istediğiniz donanınımda değil.. ve siz; 1- çok
idealistsiniz ve ne olursa olsun herhangi bir girişimde bulunmayıp bu
bilgisayarı kullandınız.. 2- istediğiniz gibi olmadığı için red ettiniz.. hadi
biraz daha ilerletim.. idarenin yetkili kişisi de bu durumda “öyleyse
şartnameyi siz yazın ve ofis için gerekli bilgisayarı alalım” dedi.. yazdınız
aldılar.. bu seçenekleri duruşunuz açısından nasıl değerlendirmeliyiz?. iç denetim için örnekleri arttırmak mümkün.. örneğin kurum
içinde icrai bir pozisyona atandınız.. acaba bu atama bir ödünün mü yoksa işinizi
iyi yapmış olmanızın bir sonucu mu?.. tüm bu örneklerde sanırım olayın içine epeyce
kişisel özellikler (ilaveten davranışsal denetime uzanan bir tünel) giriyor.. içsel/dışsal odaklı olmak bu bağlamda öne çıkıyor..
dışsal motivasyonu yüksek biri iseniz sorunuz hep “nasıl düşünürler, el alem ne
der” olacaktır.. buna karşılık iç motivasyonunuz yüksekse olayı vicdanınıza
sorarsınız.. aynı şekilde aslında bu örnekler mesleki muhakeme yeteneği ile de yüksek bağlılık gösterir..
ve kurumsal aşinalık, aynı hizmetlerden faydalanma, denetlediğiniz
birimden yasal çerçeve içinde ofis ihtiyaçları talep etme durumunda olmanız ve denetlenenle oturup dostane bir sohbet yapmanız esnalarında "muhakeme yeteneği" kaybolmayan kutup yıldızı gibi her
daim doğru yolu gösterecektir.. yani 1120 ya da 1130 nolu standart yahut dediğim gibi bağımsızlık ve tarafsızlık formuna imza çakmak değil.. he bu arada sevgililer günün (hayatta duyduğum en çakma gün) kutlu olsun sevgili günlük!!!.. e ne yapalım meslek de bir sevgili olduğuna göre bugünde de gene işten güçten konuştuk senle..
Yorumlar
Yorum Gönder