denetim günlükleri: yine yeni yeniden risk
denetim
programı hazırlığının en zor kısmı makro risk değerlendirme bölümü günlüğüm..
bu iş maalesef olması gerektiği gibi yapılamıyor.. bunun en büyük nedeni
şüphesiz kurumlarda risk anlayışının oturmamış olması.. şöle bir bakacak
olursak iç kontrol eylem planlarının çoğunda dahi risk bileşeni ile ilgili olarak
yapılan işler dişe dokunur bir mahiyet kesbetmiyor.. belki olayın uluslararası
boyutta da tatminsizliği olacak ki coso bilem gitti erm 2017 namıyla risk
yönetim sürecini güncelledi.. stratejiyi, performansı ne varsa dahil ederekten
adeta voltranı oluşturdu.. neyse o iç kontrolün işi.. biz kendi olayımıza
dönersek bir iç denetçi olarak riskleri makro düzeyde belirleme iddiamız (evet
iddia diyeceğim) çok su götürür mahiyette tezahür ediyor.. oysa riski
belirleyen bir merkez bulunsa ve biz iç denetçi olarak merkezin ürettiği
bilgiyi veri kabul edip ona göre riskli alanlara yönelik programlamamızı yapsak
fena mı olur ya?.. hem böylelikle yalın ve çevik denetim anlayışına riayet etmiş
oluruz.. “karınca yuvaları yapılsın” misüllü içerikli bulgular yazmayız.. sade
bir denetim raporumuz olur.. (denetim rapor biçimi apayrı bir yazı konusu ve
eski bir muaaassebe denetmeni olarak bu bahsi açacam inşallah ilerde).. çevik
ve yalın denetim ahkamına riayetten başka ve buna ilaveten tam zamanından
denetim (JIT-audit dermişim, literatürü ağlatırmışım 😅 ) yapabilme imkanına kavuşmuş oluruz.. nerde risk varsa
adeta bir riskkiller “gibin” (al bir katkı daha literatürümüze 😉 ) üzerine gidip çözer geliriz.. yani diyeceğim o ki risk
merkezi olmazsa olmazların başında gelir, risk merkezi olan kurumdaki iç
denetçi adeta sevinçten uçar; eee o uçunca da kurumunu uçurur…
Yorumlar
Yorum Gönder