denetim günlükleri: entegre raporlama bizim işimiz!
bugün
Türkiyede entegre raporlama adlı raporun lansmanına* katıldım günlüğüm.. lansman
amma da havalı kelime ha.. neyse şimdi etimolojik tartışmalara girmek niyetinde
değilim seninlen.. zaten girsem nolur hep sen kazanıyorsun.. onun için uzak
duruyorum bundan.. ne demişler “lugatta pehlivanlık olmaz!”.. ne zamandır bu
entegre rapor olayı ilgimi çekiyordu.. bugünkü etkinlik bu bakımdan iyi geldi..
ve tabii ki hemen iç denetimi düşündüm.. iç denetim ve entegre raporlama..
nasıl bir örtüşme olabilir.. daha evvel bu konuyla ilgili arkadaşım Şafak
Ağdeniz’in (muaaasssebe denetmeni devrelerimden Serkan kardeşimin eşi) yazdığı
entegre raporlamada iç denetimin rolü* adlı oldukça başarılı ve çok
faydalandığım bir makalesini okumuştum.. işte bugünkü program okumalarımı büyük ölçüde destekledi.. ve şu kanaata vardım: entegre raporlamada (özellikle danışman olarak) mutlaka iç denetçiler de
yer almalı.. çünkü bu rapor adeta “gelişmiş bir faaliyet raporu”.. ancak bir farkı var: değer
analizi oldukça baskın, belirgin.. yani kurumun sürdürülebilirlik kapsamında
oluşan sonuç, hedef ve beklentilerinin finansal verilerle ilişkilendirilip; kısa,
orta ve uzun dönemde gelecekteki değerini ortaya koymayı hedefliyor.. biz iç
denetçi olarak ne yapıyoruz?.. değer katıyoruz.. o halde aslında birebir bizimle
örtüşüyor.. ayriyeten sermaye ögelerini salt finansal olarak daraltmayan 6
sermaye ögesine vurgu yapan anlayış da yine bu görüşümü destekliyor.. gelelim
madalyonun diğer yüzüne.. yani acaba biz bu tür bir çaba içine girmeye ne kadar
hazırız?.. çünkü bu tür bir raporlamaya danışmanlık yapmak ve de güvence
verebilmek (gerçi güvence vermenin bağımsız denetime daha çok uyduğu kanaatindeyim) için, raporu hazırlayandan daha fazla bilgi sahibi olmak gerekiyor..
ve bu noktada bize önemli görevler düşüyor.. ilk evvela kurumumuzu ve içinde
bulunduğu sektörü çok iyi analiz edebilmeliyiz.. ardından iş bilgisine (stratejiden
operasyona varıncaya değin) hakim olmalıyız.. governance dedikleri yönetişime yelken açmalıyız.. keza burası bizim için tam bir mavi
okyanus.. risk yönetim süreçleri ile ilgili söyleyecek sözümüz, etik ve uyumla
ilgili kesecek ahkamımız olmalı.. bunlar bizi bir üst lige götürecektir..
dünyanın gidişatı bu yöne.. dolayısıyla artık eski deyimiyle tahakkuk
müzekkeresi tahkikini bırakmalı kendimizi entegre düşüncenin engin kollarına
atmalıyız…
*ACCA, Yıldız Teknik Üniversitesi Finans, Kurumsal Yönetim, Sürdürülebilirlik Uygulama ve Araştırma Merkezi (CFGS) ve KPMG Türkiye’nin bir araya gelerek hazırladığı raporun lansmanı.*https://search.proquest.com/openview/b496636006eb2b51dc0d046dfdcc97a4/1?pq-origsite=gscholar&cbl=2042748
Selamlar günlük bence lansman kelimesi ne kadar Cem Beye havalı gelse de, bana da etimolojik kelimesi daha bir havalı geldi :)) neyse şimdi bende tartışmaya girmemeyim, boyuma aşar hem sen hem Cem bey beni yenersiniz :)) (he bu arada sevgili günlük resimde pek bir karizma çıkmış Cem Bey aramızda kalsın :))
YanıtlaSil:) öncelikle teşekkür ederim.. fotoğrafı çeken arkadaşım çok karizmatik çekmiş.. :) estağfurullah ben ve günlük eleştiri ve katkıya her zaman açığız.. :) etimolojik olaraktan da epistemolojik olaraktan da :)
SilEtimolojik ve epistemolojik olaraktan ne haddime değerli günlüğe ve size eleştiride ve katkıda bulunmak. Ben sizin ve değerli günlüğün naçizane affına sığınarak bir iki kelam ettim:)))(gönül muhabbet etmek ister ama hayalleri de canlı tutmak lazım:))değil mi? )) (Sizi karizmatik çeken arkadaşa da selam olsun..:))))
YanıtlaSil:) katkılarınız için teşekkürler.. blogun ana amacı karşılıklı paylaşım.. dolayısıyla ben ve günlük yorumlarınızdan çok istifade ediyoruz..
Sil