denetim günlükleri: denetim programı süreci 1
iç denetim birimleri hummalı bir plan program dönemine girdiler.. her
yiğidin kendine göre bir yoğurt yiyişi olduğu gibi birimlerin de türlü program hazırlama yöntemleri var.. kimi anketle birimlere soruyor
soruşturuyor ve böylece riskli alanları tespite çalışıyor.. kimi yöneticilerle
görüşmeler yaparaktan nokta atışında bulunmak istiyor.. çoğu yöntemi denemiş ve
bu bağlamda on bir program hazırlama sürecinde bifiil yer almış -ve aşağıdaki hataların epeyini deneyimlemiş- biri olarak bazı
değerlendirmelerim var.. ilk evvela şunu diyim anket işi fos ve trışka bir iş..
üstelik çok mu çok külfetli.. muhataplar maalesef doğru düzgün cevap vermiyor
çoğu kez baştan savma doldurup geçiştiriyorlar.. ayrıca anket hazırlamak öyle
kolay bir iş de değil.. yani öncelikle nitel mi nicel mi değerlendirme
yapacağınıza karar vermeniz ondan sonra anket yapmakta karar kıldıysanız bir
ölçek bulmanız gerekiyor.. ölçek çok önemli.. yani “neymiş bu ölçek beeaa ben
kendim attırırım ortaya bir iki soru temamdır..” şeklinde işkembeden uydurulan
suallerle hiç bi şeyi ölçmemiz mümkün değil.. geçerliliği olacak, güvenilirliği
olacak.. sonra soruların dizaynı önemli.. kontrol amaçlı sorular olacak en
basitinden.. demografik mahiyette olanlar bulunacak.. yoksa “ıssız bir adaya
düşseydiniz hangi iç denetçinin yanınızda olmasını isterdiniz?” ya da “geçen
gelen denetçiler nasıldı; değer kattılar mı?” yahut “biriminizdeki riskler
nelerdir acep?” cinsinden değil.. üstelik bunları kişisel verilerin korunması
hakkındaki mevzuatı zedelemeden yapacaksınız.. ve de elde edilen ham veriyi
kullanmak için mutlaka bir uzmana danışmanız lazım.. (gerçi zaman zaman bazı uzmanların
“siz ne çıkmasını istiyorsunuz” şeklinde ve ne vereyim abime tarzı yaklaşımlarla
anketleri manipüle ettikleri de dile getirilen bir dedikodu).. neyse yoksa kendi
kendimize 3 kişi şöle düşünüyo, beş kişi böle düşünüyo yorumlarında bulunmak
ciddi hatalara sebebiyet verecektir.. ayrıca dediğim gibi olağanüstü
profesyonel bir usulle mükemmel bir anket hazırlasanız da elde edeceğiniz sonuç "muhataplarınızın ilgisi kadar" olacaktır.. “amaaann gene aanket gelmiş, gözü
kapalı doldurayım da def edeyim başımdan” anlayışında muhataplarınız varsa
sonuç tam bir fiyasko olacaktır.. sözün özü nicel zordur.. öngörülemez.. size
bağlı değildir, muhataptan çok etkilenir.. buna karşılık nitel yöntemi tercih
edip görüşme yapmak daha yorucu ancak hedefe ulaştırıcı olacaktır.. burada da
soruları çok iyi hazırlamak, dersimizi iyi çalışmak gerekir.. harcama yetkilisinin görüşme esnasında “sahi noldu 2008 de bir denetim yaptıydınız onun sonuçları”
ya da “falan denetçi böle dediydi de ben de öyle şey ettiydim, bak başımıza
neler geldi” şeklindeki yemlemelerine hazırlıksız yakalanırsanız bundan da bir
sonuç çıkmayacaktır.. ve kalkıp da toplu görüşme (iki harcama yetkilisi ile
aynı anda) yaparsanız bu çok daha berbat neticelenebilir.. biri kalkıp “ay
bıktım artık her sene geliyorsunuz denetlenmedik bir süreç kalmadı bizde, el
aman” moduna girerse bu otomatikman diğerini de tetikleyecek “yangından (denetimden)
mal kaçırmak” psikolojisi devreye girecektir.. o andan itibaren harcama
yetkilisi sizi alanından uzak tutmaya çalışan bir savunma oyuncusu hüviyetine bürünür..
gene nitel yöntemde soruları iyi hazırlamazsanız bu kez harcama yetkilisi sizi
sürüklemeye başlayacaktır.. bunu da “falan olayı duydun mu üstadımız😆, şöle şöle bi iş
olmuş ne diyorsun” gibisinden başka birimlerle ilgili sorular yönelterek,
aslında "başka yerleri denetlemelisin" sublimal mesajını göndermeye
başlayacaktır.. tüm bunlara ilaveten nitel araştırmada önyargılarımızı bir
kenara koymadan görüşme yapıyorsak çarpık sonuçların ortaya çıkması kaçınılmaz
olacaktır.. dolayısıyla zordur program yapmak.. zordur zor olmasına da bu iç
denetçilerin zoru sevmesi gerçeği karşısında ehemmiyetsiz bir husustur…
Yorumlar
Yorum Gönder