denetim günlükleri: yazıyonuz da noluyor?
bugün
seninlen “yazıyonuz da noluyor” kalıbı üzerine konuşmak istiyorum günlüğüm.. bu
bir denetim elemanının hayatında en az bir kez muhatap olduğu bir ifadedir..
soruyu soranın hareket noktası kendisinin çok önemli işler yaptığı geri kalan
herkesin ve bu arada denetim elemanlarının hiçbir şey yapmadığı zehabına fena
halde kapılmış olmasıdır.. aslında başka bir açıdan bakınca –yönetim, planlama,
koordinasyon, denetim vb.- temel işletme bilgisine sahip olmayan kişiler için
bir turnosol kağıdıdır sorumuz.. ve acınasıdır bu vechesiylen.. ki liyakat
hususunda ciddi şüphelerin uyanmasına sebebiyet verir ezhanda.. bir kere şunu
söylemek gerektir: denetçi bir yönetim pozisyonu değildir.. sorunların
fotoğrafını çeker ve icrai olan ya da öyle zannedilen pozisyonlara raporlama yapar..
haa rapordaki tespitlerle ilgili eyleme geçmek yahut geçirmek hususunda bir
görevi ve de sorumluluğu yoktur.. denetçilere yönetim yetkesi (yetkisi değil
yetkesi) verilmemiştir.. olsa nasıl olurdu sorusu tartışılır.. ancak çok sayıda
–özel ve kamuda- denetim elemanının başarılı yöneticilikler çıkarttığına
bakarak ben buna iyi olurdu diyebilirim.. neyse bu ayrı bir yazı konusu..
mevzuya dönecek olursak ben bu kalıbı kuranları çok da iyi bir yolda görmüyorum
açıkçası.. çünkü denetim her yerde ve her zaman vardır.. ancak insan
psikolojisi bundan sıkıldığı için sürekli yadsır durumunu.. ve giderek dıştan
içe doğru bir susturma psikolojisi geliştirir.. tıpkı günah işleyen birinin önce
buna bir kılıf uydurmaya çalışması ve son aşamada ise vicdanını susturarak
kendini inkar etmesi olgusunda olduğu gibi.. önce bir bahane bulunur ve sonra yavaş
yavaş denetim istenmez olur.. en son aşama denetimi yok sayma noktasıdır.. ve denetimle
beraber aslında kurum da yok sayılmış olur.. çünkü denetimsiz ne kurum ne de
yönetim olur…
Yorumlar
Yorum Gönder