denetim günlükleri: üstatlara saygı


üstatlar özeldir.. çok şey öğretirler insana.. oturuş kalkış, usul adap.. bilgiye ulaşma becerisi vb.. hele de yeni bir mesleğin kuruluşunda yer aldığınız üstatların yeri daha da özeldir.. çünkü onlarla birlikte ciddi mücadelelere girişmişsinizdir.. iç denetçi olarak ilk atandığımda Fahreddin Arslan üstatla çalışma ve birlikte mücadele etme şerefine nail oldum.. birimi üstadın başkanlığında -Nihat Arı kardeşim, Aydın Cengiz üstat ve Halit beyle birlikte- kurduk.. ve kendisinden çok şeyler öğrendim.. keza orijinal bir kişilikti.. gelirden gidere mevzuata tam bir hakimiyeti olmasının yanında bakanlıkta idarecilikte yaptığından masanın öte yanını da biliyordu.. ayrıca –program yapacak, internet sayfası hazırlayacak seviyede- BT ye hakimdi.. belkide Türkiye'de ilk denetim programını, risk matrisini –daha rehberler yayınlanmadan önce- hazırlamıştı.. hatta programı eğitim vesilesiyle gittiği ankara mayemdeki bilgisayarda unutmuş; böylece program kopyalanmak suretiyle tüm ülkeye mal olmuştu.. bir keresinde üstada ulaşamayıp benimle konuşan bir iç denetçinin –sanırım bizi uyumlaştırma birimi sanaraktan-😆 “arkadaş programı şöle yapsaydınız daha iyi olurdu” sözleri hala kulaklarımdadır.. bitmez tükenmez bir enerjiyle her alana giriyordu.. bir gün mali tablo denetimi yaparken, öbür gün deney hayvanları ile ilgili mevzuatın hazırlanmasında yer alıyor.. bir yandan stratejik planlama ile ilgili danışmanlık yaparken aynı zamanda iç kontrol tebliği yayınlandıktan sadece 12 gün sonra harcama yetkililerini yönelik program organize edebiliyordu.. bilimsel gelişmelere de çok meraklıydı.. cerndeki deneyi gün gün takip eder; sonrasındaysa birlikte değerlendirmeler yapardık.. hatta higgs bozonuna ulaşmak için gerçekleştirilecek deneyin kara delik oluşturma potansiyeli ve bunun etikliği üzerine saatlerce konuşmuştuk.. ayrıca sanatsever/sanatçı bir kişiliği vardı.. birlikte emre aydın konserine filan gitmişliğimiz vardı ve de iyi bir şairdi.. bu vesileyle üstat için yıllar evvel, bizden ayrılması dolayısıyla, uyarladığım bir şiiri sunmak istiyorum…

ALDIRMA ÜSTAD

sen izmitteyken ben 
raporlar yazdım  
olduğu kadarıylan  
hayata karşı durdum aktığında 
ve bağlı kaldım standartlara 
bir şarkı söyledim bazen
bir hayal kurdum herkes için  
sürtünerek geçtim fikirtepenin ruhuna  
bir karmaşık düş gördüm bazen
ve değer verdim hatıralara  
sen izmitteyken ben 
cern’deki deneyi takip ettim tv’den
“gören kimsenin masum olmadığına” inandım
sen izmitteyken ben  
metrobüse bindim 
eski raporlarımıza baktım 
hiç ağlamadım
halit’in çaylarında efkar dağıttım 
internette gezindim 
sonra o da gittiğinde 
işte o zaman nefessiz kaldım 
sen izmitteyken ben 
seminerlere katıldım
aklımdan çıkarmadım
........ raporunu 
ve sarışını patronun yanında
yerin dibine sokuşunu 
sen izmitteyken ben 
bir adını söyleyemedim 
bağıra bağıra 
bir yüzünü göremedim 
sen izmitteyken ben 
mandıra caddesinde alamadığımız
gecekonduyu düşündüm
siteye dokunamadım
oluşuna bıraktım
bilgisayarları değiştirdim 
hatta yeni bir koltuk aldım odaya 
cumaları pazariçindeki camiye gittim 
yemekleri sensiz yedim
çokta koymadı bu bana 
alt tarafı izmitteydin 
alt tarafı kahkalar ölecekti 
kanayacaktı kalbim 
çalışma programında adın olmayacaktı 
bizi yalnız bırakmıştın alt tarafı
denetimler yine yapılıyordu oysa
aldırma üstad 
sen izmitteyken ben 
yine hisara gittim 
yine uğraştım 
yine yazdım
olduğu kadarıylan 
sen izmitteyken ben 
hiç oturup ta ağlamadım 
hiç soldurmadım umudu 
hiç unutmadım,
korkmadım...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

mesleğin adı

666 gölgesinde iç denetçi

#iyikiKIDDERvar