denetim günlükleri: kıyafetin dili!
bazı meslekler insana
gereksiz bir ağırlık yükleyebilir.. ya da bazı insanlar mesleklere gereksiz bir
ağırlık yükleyebilir.. denetim elemanı mesleği ve denetim elemanlığı bunların
arasında geliyor sanırım.. giyim kuşam bunun dışa vurulduğu bir alan olarak
belirginleşiyor.. tamam şık olmak, temiz pak giyinmek güzel tabii ki.. ne
demişler insan kıyafetiyle karşılanır, bilgisiyle uğurlanır.. ancaaaakk her şey
yerli yerinde güzel.. nelere maruz kaldık bu bağlamda.. hatırlarım.. hatırlarım
da.. gülmekten ağlayasım gelir bazı sahnelere.. (netekim bugün Ziya Alp kardeşimle hatırlayıp böylesi gülünce onun önerisi ile bu yazıyı kaleme aldım).. mesleki eğitimler -ki miladi
2015’e kadar bunların yüzde doksanı Antalya adlı şirin eğitim kentimizde
yapılırdı- esnasında bazı katılımcıların grand tuvalet (bu da tam çay
demlenecek bir tabirimizdir) halleri bunun başında gelir.. buram buram sıcak..
onu geçtim havuz.. ve dahi denizin tam yanında bu kıyafet –ne kadar sabırlı
adamlar denilerekten- derin bir saygı uyandırırdı öncelikle muhakkak.. ancak
bir süre sonra hafif bir gülümseme hasıl olurdu beyinlerde..
çünkü eğitimde verilen aralarda ve eğitim sonlarında turistler sere serpe havuz
kenarındaki şezlonglara uzanmışlarkene yanlarından geçen takım elbiseli zevat
ordusu tam bir çelişki oluştururdu.. ortama hiç uymayan takım elbise, kösele
ayakkabı ve elde bir tomar sunum notu ile turistlerin tedirgin bakışları
altında havuz etrafında bir tur atılır ve belki de plaja doğru yollanılır ve
odalara öyle çıkılırdı.. uzaktan bakan “acaba otele operasyon mu yapıyorlar”
diye sormakta kendini alamazdı.. tamam paçoz giyinmek kötü ancak bölesi bir
eğitimde bölesi bir turistik otelde de kravatlı mıravatlı, ceketli meketli
dolaşmak en azından tekinsiz hani.. neyse kimsenin kıyafetine karışmak
niyetinde değilim günlük.. sadece gördüklerimi yazdım.. ne de olsa kıyafet bir biçimdir..
“biçimse ideolojiktir”..
Yorumlar
Yorum Gönder