denetim günlükleri: biraz daha large mı olsak?
bazen
acaba diyorum.. bizdeki iç denetim mevzuatı ve uygulaması bir parça baskıcı mı
sevgili günlük? aslında doktriner bir tartışmaya ve gereksiz bir çatışmaya
girmek istemem ancak sanki kimi zaman usul esası geçiyor.. tamam “usul esasa
mukaddemdir” kabul ettik de.. bu usul esastan mukaddestir anlamına gelmiyor
yani.. farz-ı muhal iç değerlendirme olayı.. kalite güvence geliştirme adına
güzel bir uygulama.. iyi bir niyet ancak o kadar çok formalitesi var ki.. adeta
esası usule feda eden bir mahiyette.. sayfalar dolusu bilgi, not,
değerlendirme.. üstelik kendini tekrar eder nitelikte.. insan canından
beziyor.. halbuki sistem biraz daha sadeleştirilse ve belki daha fazla
otomasyona bağlansa çok daha pratik olur.. ayrıca denetçi müdahalesi
azaltılabilirse –yani raporu sistem bir yıllık faaliyetlerden otomatik üretirse-
daha sağlıklı sonuç alınabilir.. bir başka misal makro risk değerlendirmesi..
bu da çok ezbere dayalı, sübjektif gibi geliyor insana.. tonla veri
giriyorsun.. ancak kendi kendine konuşuyormuşsun hissiyatına kapılıyorsun
yazılımda.. “heyyy beni duyan var mı? ben bunu bunu bunu riskli görüyorum ama
siz nedersiniz?” diye bağırasım geliyor bazen yazılımda.. şimdi ilk evvela denetçinin
kurumun tüm risklerini değerlendirmesi, artı tamamen objektif olması fazla
iddialı.. bunun yerine kurumlarda risk merkezlerini hayata geçirip, onların
kurumsal riskleri çekmelerini ve bunu iç denetimle de paylaşmalarını sağlamak daha
yerinde olacaktır.. böylelikle cro dedikleri risk yöneticisinin başında olacağı
birim risk değerlendirmesini daha profesyonel yapabilecektir.. aynı geliştirmeye
açık alan (sorun kelimesini Bahadır Başkan sevmediğinden kullanmıyorum😆) mevzuat bazında da var: tebliğdeki “İç denetim
plan ve programı, aralık ayı sonunda onaylanmaması halinde onaylanmış kabul
edilir ve uygulamaya konulur.” hükmünün uygulaması neredeyse imkansız.. (bu
konuyla ilgili zorla denetim başlıklı blog yazıma bakabilirsiniz).. aynı
şekilde denetim kaynağının en az şu kadarı denetme bu kadarı şuna şeklindeki programlara da giren ifadeler de fazla baskıcı.. tek tipçi.. oysa bir kurum daha
fazla denetime ihtiyaç gösterirkene, diğer bir kurumumuzun asıl ihtiyacı
danışmanlık olabilir.. sözün özü iç
denetçiye daha fazla hareket kabiliyeti tanıyan, kurum içinde yerini
sağlamlaştıran uygulama ve mevzuat düzenlemelerine ihtiyaç var.. bir üst
yönetici yardımcımızın yıllar önce dediği gibi “kırmızı ışıklar kadar yeşilleri
de gösterebilen” bir iç denetime ancak böyle geçebiliriz...
Yorumlar
Yorum Gönder