toplu taşıma günlüğü: bir performans sporu olarak metro
adrenalin
yaşamak isteyen metroya binmeli.. tabii ki saatini iyi ayarlayacaksın.. şööle
18.30-19.20 arası idealdir.. bu akşam saat 19.30 sularında binerken nedense bir
çok kişinin benim gibi düşündüğü zehabına kapıldım.. insancıklar yenikapı
durağında öbek öbek dizilmişler, kendilerine ayrılan sarı okların üzerinde uslu
uslu bekliyorlardı.. ancak herkesin gözünde bir start öncesi ben jansın bakışı
hakimdi.. sarı okta yer bulamayan bir adam hemen yan taraftaki diğerine -askerlik arkadaşından ayrı düşme ve güzergah boyu belki de hiç
görüşememe pahasına- geçmiş ve heyecanla metronun perona girmesini bekliyordu..
bir yandan da arkadaşıyla sohbeti, biraz da işaret dilinin yardımıyla,
sürdüyordu.. sohbet tahmin edileceği üzere en önemli konu hakkındaydı: yer kapmak..
biri devamlı elleriyle itikleme hareketi yaparak "hemen oturuver, gözünü
açç" diyerek nasihat ederken beyaz saçlı ve gözlüklü olan öbürkü de teknik
direktörüne talimatlarını anladım diyen bir fitbolcu misali başparmağıyla okey
işareti yapıyordu.. ve metronun perona yanaşıp kapılarını açmasıyla meydan
muharebesi başlıyor ve perde kapanıyordu: o saatten sonra "sadece toz sadece
gölgeler".. koltuklara kurulmuş muzafferler, ayakta beklemenin acısı içine
oturmuş bedbahtlar.. bir adımla oturamayanlar, koca valizliler, cep telden
iskambil oynayarak vaktin dolmasını bekleyenler.. ve kulaklarda tek bir şarkı
"zumbaye aykoveyya aykov aykov aykoveyya"...

Yorumlar
Yorum Gönder